Merhaba. "Volt kavramı" konusunda biraz ileri giderek daha farklı yollardan daha farklı düşünmeye yönlendirmiş de olayım.
Elektron sadece çekirdeğin etrafında dönmeyip kendi ekseni etrafında da soldan sağa veya sağdan sola (dünyanın kendi ekseni etrafında belirli yöndeki günlük dönüşü gibi) doğru hızla döner. Bu dönüş hızının büyüklüğünü tam olarak bilemiyoruz. Atomda ayni yönlerde dönen elektronların farklı yönde dönen elektronların sayısından daha fazla olması durumunda, bu elementin veya değişik mıknatıs alaşımlarının en küçük parçasına kadar daimi mıknatıslık ve elektromıknatıslığı oluşturabildiğini veya kazanabildiğini de biliyoruz.
Elektron aslında (Şirin’ini arayan aşık Ferhat gibi) bu + yüklü çekirdeğe her ne pahasına olursa olsun bulup onun yörüngesine (evine) geri dönüp onu yeniden nötr atom çekirdeği haline sürekli getirmek ister.
Ferhat (yani bay elektron) bu zorlu yollarda + yüklü atom çekirdeğinden koptuğunda yalnız başına + yüklü çekirdek gibi geçtiği iletken ortamlarda (iletken metallerde, elektrolitlerde veya iyonlaşmış gazlarda, plazmada) ilerlerken hızla koşarak ilerlemez, taklaları, perendeleri atarak Şirin’ine (+ yüklü atom çekirdeğine) kavuşamaya onun yörüngesine girmeye çalışır.
Elektronun bu statik elektrik yükü metal gövdelerde veya bir kondansatörün plakasında ölü elektrik şeklinde birikirken, kendi ekseni etrafında da ayni spini atarak atom çekirdeğindeki gibi veya elektrik akımından yükler şeklinde ayrıştıktan sonra devam ettirebildiğini tahmin ediyoruz.
Buradan elektrik akımındaki volt kavramına asıl neden olan başa bir açıklamayı veya başka yollardan da düşünmeye devam ediyoruz.
Bir mermi çekirdeğini elektronun yerine düşünürsek, yivli bir namluda yivlenerek (dönerek) namlunun ucundan çıkarken ulaştığı, çarptığı bir hedefte daha fazla delip geçici bir etkiyi dönerek düz (yerçekimi etkisiyle giderek yavaşlayan yatay atışta) giderek ilerlemesi sırasında yapabildiğini biliyoruz.
Ayni etkiyi elektronun düz giderken ve kendi ekseni etrafında spin atarak dönmesi sırasında, bu spinin çok fazla artmasıyla iç enerjisinin artabilmesi şeklinde yorumlayarak düşünebiliriz.
Yani 1.5 * 3 = 4.5 voltluk kuru bir pil bataryasında, + ve – kutupların iç seri bağlantısında, + ve – kutuplarda elektron (-) ve + yüklü çekirdekler geç-ver-al taktiği ile, yani + ve – kutuplardan elektrik akımındaki 3 pilden eşit elektron ve çekirdek sayısında nötürleşmek üzere birbirlerine geçerken, aslında elektronun ve çekirdeğin mevcut iç enerjisini, örneğin bu elektronun spin hızını birbirlerine olan bu seri geçişlerinde aktarıp (3 kat artırarak geçmeleri) ekstra enerjilenerek geçmeleri nedeniyle mevcut iç enerjileri amper sabit kalarak artıyor derken tam olarak bunu kastederek belirtebiliriz. Keza hızı artırmak derken zaten her şartta ışık hızına çok yakın veya ışık hızında giden elektron taneciğine ekstra iç enerjiyi ancak bu şekilde aktarıp verebilmek belki daha mantıklı olarak da düşünülebilir. Yani adeta ortaçağlarda (Fetih’de de kullanılan) mancınıktan atılmış gibi birbirlerine olan kavuşma özlemiyle yola çıkan elektronların spin hızlarını kat kat katlamaları sonucu, biz bunların artan iç enerjisini, artan bu fiziksel büyüklüğünü volt kavramı şeklinde de belirtmiş olabiliriz.
Elektronun kütlesini ele alınmayacak kadar küçük kütlede veya yok sayılacak kadar küçük kütlede varsaydığımızın aslında neye dayanılıp ifade edildiğini kendi perspektifimden açıklamaya çalışayım.
Cayroskopları çok iyi bilirsiniz, çok hızlı döndürülmeden onun yerden tek elle havaya kaldırılması bu ağırlığıyla yerden (yerçekimine karşı) kaldırmak oldukça zordur, ama dönerken onu tek elle havaya kaldırmak oldukça kolaylaşır, yerçekimine bağlı olan ağırlığı, eksenel olarak hızla dönerken azalmıştır. Bu ayni orandaki azalma etkisini, elektronların da yüksek spinle kendi eksenleri etrafında dönerken daha az ağırlık algısı gibi algılanmasında çok haklı olarak düşünebiliriz.
Örneğin kondansatör plakalarına gerilim (belirli voltajlar) uygulandığında, plakalar arasında dielektrik yalıtkanlar olduğunda, bu dielektrik malzemeden de kolayca geçebilen Elektrostatik çekme kuvvetlerinin olduğu açıktır. Zaten bu yüzden kondansatör plakaları (elektrolitik veya düzlemsel) güç kaynağından (üreteçten) ayrıldığında, bu uygulanmış elektrostatik çekim gücüyle, bu plakalarda hapis kalan statik elektrik ( + ve – statik yükler) iletken telle birleştiğinde bir elektrik akımına (kondansatör deşarjındayken) çevrilir.
Kondansatör plakalarına uygulanan gerilimin büyüklüğüyle bu çekme kuvvetinin daha da artacağı düşünülürken, bu voltajlar kondansatörün etiket değeri voltajına göre çok fazla olduğunda, dielektrik iç malzemesinin delinmesine aslında elektronların kendi eksenleri etrafındaki spin hızlaını artırmasının neden olabildiğini de düşünebiliriz. (daha hızlı dönen bu elektronun eksenel hızlarında daha delici bir etkiyi)
Volt kavramını yeni düşünenlerin kendisine bu konuda alternatif ufukları da açabilmiş olabilmesi dileğimle.
Not: Bir de son olarak atomdaki atom parçalarının çok özel davarnışlarıyla, normal fizikle veya normal elektrik bilimiyle açıklanması çok güç olan bazı olayları, ışık kavramında da olduğu gibi kuvantum mekaniğiyle açıklanmasını beklemek de çok daha doğru beklenti olabilir. Çünkü atomun iç yapısal davranışlarını detaylı inceleyen bilim dalı olan elektronik bilimi kuvantum mekaniğiyle çok yakından ilgilidir, salt elektrik biliminden farklı olarak. Kolay gelsin.