evet nevzat, ticaret riskli iş. ama bir yerlerden batırmaya başlamak lazım (kötü anlamda değil). tutarsa yırttın. tutmazsa battın. bodrum çukuru kaç kişiyi öğüttü biliyor musun? adam geliyor tatile. memleketinde ticaret yapıyor, iyi de kazanıyor. bodrum da tatil b*k gibi para harcıyor. sonra bir bara gidiyor. hınca hınç dolu. bir 1A bakkalda 25 ₺ orada ödüyor 75 ₺. vay be aradaki kara bak. günde 500 şişe satsa bak paraya. hesap kitap yapıyor, eşek yüküyle para/kar. ama hesap etmediği bir şey var o doluluk oranını yılda en fazla kaç gün yapacak. iki tane dini bayram 3 tane resmi bayram bir de sezonun dama dediği ful olduğu en fazla 1 ay kazanacak. 11 ay cepten yiyecek. hadi bu 11 ayın 5 ayı (olmaz ya iyimser olalım) kendini amorti etsin. geriye 6 ay cepten yiyecek kazanmıştan yiyecek. hani kirası? hani vergisi? hani personel giderleri? hani daha diğer giderler? sonra battı balık yan going. devren kiralık işletme. sermayen gider güzel zevkli bol eğlenceli bir yaz sezonu geçirmiş olursun ama para nanay. sonra Türkbükünde bir lahmacun neden bilmem kaç lira diye tvlerde izleriz. gereksiz, anlamsız yorumlar yaparız. hani günde 500 şişe 1A satan işletme? yandı bitti kül oldu.
bu örnek sadece içkili mekanlar için değil, otel, pansiyon, lokanta (içkili içkisiz fark etmiyor) butik, hediyelik eşya, çanta, ayakkabı vb bilimum mağaza ve işletme için geçerli.
şimdi yaşadığın şehirde yerde bilinen bir esnaf olmak 100 değil de 10 kazanmak her zaman iyidir.
ben kaybetme (maddi olarak)korkum olmadığı halde bir elektronik eşya tamirci dükkanı bile açmayı gözüm yemedi.