Eleman Sorunu

Arkadaşlar uzatmaya gerek yok, küresel güçler, voodoo bebeği ekonomisi uyguluyor, yani iğneleri birinde olan kukla ekonomik sistemi, sistem oturmuş, şuan ülkemizde ve dünyada olduğu gibi, millet futbol ve dizi yozlaşması, yarışmalar vs uyutulurken, herkesin yakınmış olduğu bir çok problem kanunlara ve yasalarla güvenceye alındı kimse anlamadı bile, bu planlanmış olaydır, toplumun sürekli krizler bahane edilerek hakları elinden alınıyor, iş verenler sürekli, dünya şartları ile rekabet bahanesiyle, artan maliyet işçi giderleri vs. sürekli bir şeyler talep ediyor, bir birine gebe bu iki taraf şimdide kıdem tazminatlarına el attılar, asgari ücreti belirliyorlar, devlet kendi çalışanına uygulamıyor, ama işverenler bir zorunlulukmuş gibi, 20 milyon çalışana bu ücretleri zorluyor...kısaca, bir ülkeyi çökertmek istersen onları açlığa sürüklemen lazım, ve sınıfsal farklılıkları ortaya çıkarman lazım....negatif oldu fakat durum bu....
 
Doğrudur küresel güçlerin uyguladığı sistemler sayesinde çöküşe gidiyoruz. Birey bazında insanların şartları kötüleşmeye devam ettiği sürece o ülkede ilersi için umut toplamak polyannanın akrabası olduğumuzun kanıtıdır.
Emeklilik yaşının yaklaşık kademeye göre 20 yıl daha fazla geriye ötelenmesi, kıdem tazminatın kaldırılması vs. çıkan kanunlar hep çalışanın aleyhine gelişmesinin sonuçlarını hep birlikte görecez. İlersi kuşaklara oldukça kötü bir miras bırakıyoruz.

Bide olayın şu durumu var, meslekler arasında da bu kapitalizmin en ağır darbesini hep teknik alanda çalışanlar yemiştir. Düşünün bir eğitim sektörü, sağlık sektörünü ve orda çalışan kişilerin şartlarıyla teknik alanda çalışan kişilerin şartlarına bir bakın, eşit diyebilir miyiz? Diyemeyiz çünkü bu alanlarda çalışan kişiler tek bir bakanlığa bağlı olup, arkalarında devlet güvencesi vardır.Özelde çalışanlarda devlet güvencesi olduğu için teknik alanlarda çalışanlardan daha iyi çalışma şartlarına sahiptirler. Devlette 2 bin küsür alan bir sağlık teknikeri doğal olarak özelde çalıştığında bu paranın üzerinde kazanacaktır. Malesef teknik alanda çalışan kişilerin böyle bir durumu yoktur. Asgari ücreti dayarlar, ne biliyorsun ki para istiyorsun??? Bide olayın emek gücü kısmı vardır, finans , idari birimler gibi kısımlarda çalışanların işleri masa başında ve daha kurumsal firmalarda çalışma olanakları vardır. Oysa teknik elemanlar kir pasın ve tozun içinde , genellikle kobi tarzında sosyal haklarından bir haber yoğun mesai altında çalışmaktadır.

Bu sebeplerden dolayı, teknik hizmet verenlerin büyük bir çoğunluğunda başka sektörlere geçiş eğilimi vardır. Bu sadece eleman sorunu değil ülkemin en önemli sorunlarından biridir.
 
arkadaşlar çok güzel bir konuya değinmişsiniz...örneğin ben konyada yaşıyorum...4 yıl teknik lise 2 yıl m.y.o. okumuşum...iş başvurusunda bulunuyorum,öyle sizin dediğiniz gibi 600 tl de falan gözüm yok kendi kendime diyorumki yemek paramı yol paramı karşılasın çalışayım adamın verdiği haftalığı size söylesem bana küferedersiniz sen orada 3 ay çalıştınmı diye 10 lira had-ftalık aldım ewet sakın şaka falan zannetmeyin.günüzmüz işverenleri böyle malesef sen para kazandırırsın ama para alamazsın...bide şöyle bir şey var özel sektörde her zaman kovulmaya hazırlıklı oolacaksın akşama kadar afdersiniz eşek gibi çalışırsınız 5 dakka oturursunuz gözüne batar ...........kusura bakmayın ama bu şartlarda tabiki eleman ihtiyacı ortaya çıkar önce siz kişi başına düşen o milli gelirin P kadarını asgari ücret yapında ondan sonra bakın bhakalım eleman sorunu oluyormu...bide işin vasıflı vasıfsız kısmı var tabi...ben okumuşum kaç sene ben yoğurt ekmek yeyip okula giderken beyler aldığı haftalılarla aylıklarla kebap yiyolar sonra sen o kadar sene okuduğunun ceremesini o senden üstün bi vaziyette onun çırağıymışsın gibi çekmek zorunda kalıyosun...konuşulacak çok şey varda neyse...kusura bakmayın küfürlü bi konuşma oldu özür dilerim ama konya piyasasını bilipte küfretmeyen tanımam....
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Konyalı arkadaşımızın yazdıklarına inanırım. Ben ve benim gibi birçok kişi hem okuyup hem çalışmıştır. Bu durumda sigortayı, yol parasını bir kenara bırakın yemeğinizi bile kendi cebinizden karşılarsınız. Haftalık diye komik harçlıklar alırsınız. Yazın 20-30 çırak inşaatları fethetmeye giderdik. Emeği, işgücünü bukadar ucuza satınalabileceğini gören patronlar sevinçten nasıl coşuyorlardır... Patronlar için söylenenlerin bir kısmı doğru mu ne?....
 
Olayın bir sürü boyutu var mesala, bu forumda devlet mi özel mi diye konu vardı tartışıldı. Ben ilk cevabı verene kadar nerdeyse herkes tabiiki özel diyordu. Sonra forumda başka konulara baktım, herkes piyasadan, maaşlardan, çalışma şartlarından şikayetler hatta feryat figan ediyorlardı. Uyduruk geçici işlerde bile bi sürü kişi istekte bulunuyordu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.Sonra o konuda cevap verenlerin çoğu ya devlette çalışıyorlardı yada işverenlerdi. İş verenleri anlıyorum, çoğu devletteki şartı elemanına sağlayamacağı için pişkince özeli savunuyordu, yani uyandırmayın kerizleri modu. Devlette çalışıpta özeli savunan garip arkadaşlarda sanki birileri silah dayamışta devlete zorla girmişler vede zorla tutuyorlar. Devlete girme sebebin neydi? Eğer madem o kadar şikayetçisin niye devletten ayrılmıyorsun. (kabaca nah ayrılırsın!!) Sanki devlette sayılan o kötü özellikler özel sektörde yok!!! katlamalı şekilde fazlasıyla var. Peki bunlar niye hep görmezden gelindi. Birincisi teknik elemanın devlette çalışma imkanını hor göstermişler. Oysa devlette yine en çok özveri ile çalışan kişiler teknik personellerdir. ikincisi özellikle mühendis öğrencilere yapılan özel sektör propagandasınında etkisi vardır. Kariyer, başarı hedef vs... Mühendis genç devlette çalışmaktan utanır hale gelir, şantiyelerde haftanın 7 günü sabah akşam çalışmaktan, ahır gibi konteynırlarda kalmaktan utanmaz ama devlette çalışmaktan utanır. Oysa sonra gözü açılacaktır, para ve zaman analizini yaptığında, devlette çalışırkende değişik fırsatlar eline geçebileceğini farkettiğinde durumu kavrar ama bu da zaman alır.

Gelelim teknik elemanın bu durumuna, devlette teknik iş olmaz propagandası ve özelleştirmeler sebebiyle özel sektöre mahkum edilen teknik eleman (teknisyen, tekniker, mühendis), Özellikle Taahhüt alanında kurumsal firma sayısının az olması sebebiyle, nerdeyse tamamına yakını kobi olan şirketlerde çalışma durumunda kalır. Taahhüt alanının en önemli ayağıda emek sömürüsünün en üst düzeyde olduğu inşaat sektörüdür üstelik. Kurumsal firma olmayınca çalışanın ne ücreti, nede çalışma koşulları vede nede sosyal hakları iyi olması mümkün değildir. Şöyle düşünün 15-20 kişinin çalıştığı bir elektrik tesisat firması. 10 yıl içinde kendi gibi 3 tane daha firma ortaya çıkacaktır. Yani 1 ekmek 4 de bölünecektir. Bunun sebebi maaşı ve çalışma şartları kötü olan çalışanın, bende bir iş yeri kurarım elalemin ağız kokusunu çekmem düşüncesiyle kurduğu firmaların getirdiği düzendir. Oda daha önceki patronların yaptıkları gibi elemanını işi öğretiyorum ayağına bedava yakın çalıştırp sömürmaye devam edecektir. Bu kısr döngü devam etmektedir. Dikkat edin bir çok firma yeni mezun yada acemi dediğimiz elemanı seçmeye çalışır, burdaki amaç elemanı işe öğretmek gibi ulvi neden dedildir. Ucuz iş gücü istihdam etmek için gençlerin emeğinin sömürülmesidir. Esnek çalışma saatleri ve yoğun çalışma temposu...

Çok değil 2 hafta süreli Toronto da ablamın düğünü için 2003 de Kanadaya gitmiştim. Orda ufak bir ayrıntı dikkatimi çekmişti. Otomasyon teknisyeni bir arkadaş ailesiyle birlikte haftasonu tatili için arabasına atlayıp gitmişti. Düşünün Türkeyede bir teknisyen hemde iyi bir arabayla ailesiyle birlikte (cumartesi+pazar) tatile çıkabilecek statüsü varmı dır?. Türkiyede böyle bir durum olabilir mi? Üstelik orda insanların büyük bölümü maaşlı olarak çalışan kişilerdi. Ama maaşları onların sosyal hayatını yeteriyle karşılayacak düzeydi ve kimse kendi işimin patronu olayım gibi düşünceside yoktu. Çünkü çalıştıkları firmalar hepsi büyük ve kurumsal firmalardı. Türkiyedeki gibi firmacıklarda çalışmıyorlardı. Taahhüt sektöründe en büyük problem bu gerektiğinden fazla firma var , bununda en büyük sebebi elemanınızı bedava çalıştırmayı marifet bilen, ekmek aslanın ağzında diyip sonuna kadar sömürmek niyetinde olan işverenlerdir. Elemanına tek çıkar yol kendi işini kurmak kalıyor. Bu sırda piyasadaki pastada küçüldükçe küçülüyor.

Bu ülkede teknisyen oldun mu, iş ten zerre kadar anlamayan alaylı adamlarla bir tutulacağından değerin ameleden fazla olmayacaktır. Bu ülkede tekniker oldun mu teknisyenden hiç bir farkın olmadığını anlayacaksındır. Bu ülkede mühendis oldun mu,mühendislik diploman dışında iki dil, bilgisayar programlarıda bilmene rağmen herkesin gözünde hiç bişeyden anlamayan imza atan kaba tabirle "mal" bir eleman olacaksın. Ne hikmetse yeni mezun teknik eleman bişey bilmezken, yeni mezun pratisyen hekim her konuya hakimdir. Yani canımız emanet ettiğimiz doktorların eğitimi sanırım çok iyidirki bişey bilerek çıkarlar. Böyle örnekler veriyorum ki bazı meseler daha iyi anlaşılsın.

Uzun lafın özeti , devlet sıkı bir şekilde piyasayı dentlemediği sürece ve her çalışan 1-2 sene içinde bende dükkan açıyım sevdasına düştüğü sürece bu düzen daha kötü şartlarda devam edecektir.
 
Bu konu daha çooookkkk uzar...
Uygulanabilir bir çare bulabilir miyiz ? Tabi ki hayır !

Arkadaşımın çiftliğinde çalışan çoban "1500 TL maaş + kalacak ev + elektrik-su + sigorta + haftada 1 gün tatil + yakacak + kendisininmiş gibi kullandığı kamyonet (mazot çiftlikten tabi)" şartları ile çalışıyor.

Bilgi ve tecrübemin şirketleri için çok önemli olduğunu, beni "formen" olarak çalıştıracaklarını söyleyen firma 1000 TL maaş diyor... Neremle gülsem bilemedim tabi...


Bırakacağım bu mesleği... :))) Git çobanlık yap, hem kafan rahat, hem temiz hava bol gıda, hem daha fazla kazanç...
 
Başka bir konuda iş veren arkadaş şöyle bir tabir kullanmış...
" Lütfen memur olmak isteyenler veya memur gibi çalışmak isteyen arkadaşlar hiç başvuru yapmasınlar,ne bize ne de kendilerine zaman kaybettirmesinler"

ve doğal olarak üyelerden tepki çekmiş. Kendi yaptığım iş görüşmlerinde buna benzer ifadeler kullananlar görmüştüm.
Daha öncede demiştim, firma sahipleri çalışanın memur gibi davranmasını istemeyip, evine kiracı olarak memur arar!!!!

Genellikle böyle işverenlerin temel savunması memur zihniyetine karşı olduklarıdır. Oysa amaçın ne olduğunu herkes bilmektedir. Memur zihniyeti demek, çalışma saatlerin düzeni ve yıllık izinlerini kullanması demek değildir. Türkiye ye tatil cenneti denir, oysa ben 7 yıl özelde çalıştığımda bu cenneti hiç göremedim. Evet memurun tatili olması gereken kadarıdır, yanlış olan özel sektörün çalışma şeklidir. Memur zihniyeti görevi bitirmeden mesaiyi doldurup bugünün işine yarına bırakmasıdır. Yoksa akşam 24 lere kadar çalışmayı istememek memurluk zihniyeti değil insan zihniyetidir. 3 yıldır kamudayım memur zihniyetini patron zihniyetinden bin kere tercih ederim .




Şimdi memurluk isteyen gelmesin diyen işveren için, memurluk ile özverili çalışan arasındaki farkı bir genel olarak kıyaslayalım...


Memurluk (en düşük düz memur)
-657 li li memur (1.350 tl maaş) , 399 lu yani kitlerde çalışan memur (1.650 tl)
-Evli ve eşi çalışmıyorsa 137 tl, her çocuk başında 30 tl ek kazanç.
-Banka promosyonu ortalama aylık 50 tl, sendika hakkı 15 tl maaşa ek gelir.
-Sigorta primin maaşın üzerinden eksiksiz yatar.
-Maaşın isterse haftasonu gelsin saniye dahi şaşmadan gününde alırsın. (her ayın 15 inde)
-Maaşı ilk girdiğin zaman önceden alırsın. (1 ay çalıştıktan sonra değil)
-Haftada 40 saat çalışma.
-Günde 8 saat çalışma.
-Cumartesi, pazar tatil.
-Yıllık izin 20 gün (+10 gün mazeret izni) (10 yılı doldurduğunda 30 gün izin+10 gün mazeret izni)
-İş garantisi.
-Resmi tatillerde gerçekten tatil.
-Lojman, kreş hakkı.
-Kamu personeline indirimler.
-... devam eder...

Arkadaşın firmasında özverili çalışan (memur olmak istemeyen gençl!!!)
-Maaş 600, 700 hadi belki 800 tl
-Maaşın günün belli değil, iş veren ne zaman verirse inşallah alırsın.
-Sigortan bir işe başlada düşünürüzle başlar, gözü tutarsa en asgarisinden girdili çıktılı bir sigortan olur.
-Haftada ben diyeyim 60 saat, sende 65 saat çalışma.
-Günde 10-11 saat çalışma. bazen 12-13 saat.
-Cumartesi iş günü zaten, pazarlarıda arada sırada mesai!!!
-Mesai ücreti belki verilir ama bu mesai ücreti hesabını bir türlü çözemezsin!!!
-Yıllık izin o ne ki???
-İş garantisi patronun duduakların arasında, her an ...ktri yiyebilirsin.
-Resmi tatiller, 9 günlük bayram tatiller diye bişey varmış??
-Saat 18 den sonra saata bakarsan yeni iş arasın çünkü sen insan değilsin.
-Hiç bir indirim, lojman, kreş vs. şeyin olmaz.
-...devam eder...


Şimdi memur olmak istemeyen genç, bana söyle neden memur olmak istemiyorsun? :))

Üstelik burda düz memurluğu kıyasladım, teknik personel olunca burdaki ücretlere 200-300 tl daha koy (teknisyen, tekniker)
 
Başka bir konuda iş veren arkadaş şöyle bir tabir kullanmış...
" Lütfen memur olmak isteyenler veya memur gibi çalışmak isteyen arkadaşlar hiç başvuru yapmasınlar,ne bize ne de kendilerine zaman kaybettirmesinler"

ve doğal olarak üyelerden tepki çekmiş. Kendi yaptığım iş görüşmlerinde buna benzer ifadeler kullananlar görmüştüm.
Daha öncede demiştim, firma sahipleri çalışanın memur gibi davranmasını istemeyip, evine kiracı olarak memur arar!!!!

Genellikle böyle işverenlerin temel savunması memur zihniyetine karşı olduklarıdır. Oysa amaçın ne olduğunu herkes bilmektedir. Memur zihniyeti demek, çalışma saatlerin düzeni ve yıllık izinlerini kullanması demek değildir. Türkiye ye tatil cenneti denir, oysa ben 7 yıl özelde çalıştığımda bu cenneti hiç göremedim. Evet memurun tatili olması gereken kadarıdır, yanlış olan özel sektörün çalışma şeklidir. Memur zihniyeti görevi bitirmeden mesaiyi doldurup bugünün işine yarına bırakmasıdır. Yoksa akşam 24 lere kadar çalışmayı istememek memurluk zihniyeti değil insan zihniyetidir. 3 yıldır kamudayım memur zihniyetini patron zihniyetinden bin kere tercih ederim .




Şimdi memurluk isteyen gelmesin diyen işveren için, memurluk ile özverili çalışan arasındaki farkı bir genel olarak kıyaslayalım...


Memurluk (en düşük düz memur)
-657 li li memur (1.350 tl maaş) , 399 lu yani kitlerde çalışan memur (1.650 tl)
-Evli ve eşi çalışmıyorsa 137 tl, her çocuk başında 30 tl ek kazanç.
-Banka promosyonu ortalama aylık 50 tl, sendika hakkı 15 tl maaşa ek gelir.
-Sigorta primin maaşın üzerinden eksiksiz yatar.
-Maaşın isterse haftasonu gelsin saniye dahi şaşmadan gününde alırsın. (her ayın 15 inde)
-Maaşı ilk girdiğin zaman önceden alırsın. (1 ay çalıştıktan sonra değil)
-Haftada 40 saat çalışma.
-Günde 8 saat çalışma.
-Cumartesi, pazar tatil.
-Yıllık izin 20 gün (+10 gün mazeret izni) (10 yılı doldurduğunda 30 gün izin+10 gün mazeret izni)
-İş garantisi.
-Resmi tatillerde gerçekten tatil.
-Lojman, kreş hakkı.
-Kamu personeline indirimler.
-... devam eder...

Arkadaşın firmasında özverili çalışan (memur olmak istemeyen gençl!!!)
-Maaş 600, 700 hadi belki 800 tl
-Maaşın günün belli değil, iş veren ne zaman verirse inşallah alırsın.
-Sigortan bir işe başlada düşünürüzle başlar, gözü tutarsa en asgarisinden girdili çıktılı bir sigortan olur.
-Haftada ben diyeyim 60 saat, sende 65 saat çalışma.
-Günde 10-11 saat çalışma. bazen 12-13 saat.
-Cumartesi iş günü zaten, pazarlarıda arada sırada mesai!!!
-Mesai ücreti belki verilir ama bu mesai ücreti hesabını bir türlü çözemezsin!!!
-Yıllık izin o ne ki???
-İş garantisi patronun duduakların arasında, her an ...ktri yiyebilirsin.
-Resmi tatiller, 9 günlük bayram tatiller diye bişey varmış??
-Saat 18 den sonra saata bakarsan yeni iş arasın çünkü sen insan değilsin.
-Hiç bir indirim, lojman, kreş vs. şeyin olmaz.
-...devam eder...


Şimdi memur olmak istemeyen genç, bana söyle neden memur olmak istemiyorsun? :))

Üstelik burda düz memurluğu kıyasladım, teknik personel olunca burdaki ücretlere 200-300 tl daha koy (teknisyen, tekniker)


sadece çzeldeki ortamı görmek ve gerçekten işini yapabilmek için
özelde çalışılır ve özel tercih edilir
 

Forum istatistikleri

Konular
128,214
Mesajlar
915,863
Kullanıcılar
449,995
Son üye
osmanguney15

Yeni konular

Geri
Üst