Bu ısınma noktaları motor tipine ve stator/rotordaki sargı yapısına direk bağlıdır. Seri (üniversal) motorlarlarda stator ve rotordan birlikte, sabit mıknatıslı fırçalı DC motorlarda sadece rotor endüvi sarımlarından, asenkron motorda hem stator hem kısa devreli (sincap kafesli) rotordan elektrik akımı geçtiği için joule yasasına göre üzerinden geçen akımlarla bu sargılar ısınır. Belirli devirlerle (RPM'le) dönerken bu ısı mile akuple bağlı olan ve gücün bir kısmını soğutma yoluyla soğuran bir soğutma fanıyla dış ortama aktarılıp aşırı ısı birikmesi (yoğunlaşması) etrafa dağıtılır ve rotor/stator sarımları, rotor/stator nüvesi, vb. yeterince soğutulur, tüm olay budur.
Bu ek güç kaybını göze alıp rotor miline bağlı bir fanı koymamamızın temel nedeni; rotorun dönerken (kendi kinetiğiyle) kendiliğinden de olabilecek olası ısı dağılımını daha homojen ve garantili bir hale getirmek, daha doğrusu cebri hava sirkülasyonu yoluyla rotor/stator arasında yoğunlaşan ısı bloklarını motor içinden söküp dış ortama (atmosfere) daha kolay kanalize edebilme fikridir. Bu fikri her kim bulduysa yıllardır muntazam olarak uygulanıp çok iyi sonuçlar motor soğutmasından başarıyla alınmış oluyor. Kolay gelsin.