Kablosuz Elektrik İletiminde Rezenatörler

Katılım
9 Eki 2011
Mesajlar
231
Puanları
1
Bu soru, ilk elektrik mühendisi ve dünyada 700 buluş ile en çok patent sahibi olan bilim adamı Nicola Tesla’nın hayatını inceleyen nerdeyse tüm insanların aklına takılmıştır.

Tesla, elektrik enerjisinin, radyo dalgaları gibi bir noktadan diğer bir noktaya kablosuz olarak taşınabileceğini iddia etmiştir. Bu iddiasını kanıtlamak amacıyla Long Island'da 1901 ile 1905 yılları arasında Wardenclyffe Kulesi’ni kurmuş ve dünyanın katmanlarından biri olan iyonosferi kullanarak elektriğin kablosuz olarak iletimi için deneyler yapmıştır. Birçok kaynağa göre bu konuda birden fazla başarılı deneyi bulunmaktadır. O günden bugüne 100 yıldan fazla zamanda yapılan tüm çalışmalara rağmen günlük yaşamda kullanabileceğimiz bir sistem geliştirilememiştir. Ancak bu konuya olan ilgi hiçbir zaman azalmamıştır.

Çok sayıda belgesel ve film yapımlarında kendine yer bulmuştur. Yakın zamandan örnek olarak yönetmenliğini Christopher Nolan'nın yaptığı 2006 yılı Amerika-İngiltere ortak yapımı The Prestige isimli filmde Nicola Tesla’yı David Bowie canlandırmış ve film de kablosuz elektrik enerjisi iletimi ile lambaların yakıldığı sahne büyük ilgi çekmiştir.

foto1(1).jpg


Kablosuz elektrik enerji iletiminin hayata geçirilememesinin sebepleri araştırıldığında en önemli iki faktör: enerjinin iletimi sırasında ortamda bulunan canlılara zarar verme olasılığının yüksek olması ve iletimdeki ortam koşulları sebebiyle verimin çok çok düşük olmasıdır. Bu faktörler tüm çalışmalara rağmen kabul edilebilir seviyelere indirgenememiştir. Bu durum bilim insanlarını daha küçük boyuttaki enerjinin iletimi konusunda çalışmaya yöneltmiştir.

MIT üniversitesinden bir grup bilim insanı 60 watt’lık lambayı kablosuz elektrik enerjisi iletimi sayesinde 2 metre uzaklıktan yakmayı başarmıştır ve 2006 yılında ilk teorik sonuçları yayınlamıştır. Çalışmalarının asıl amacı küçük bir hacimdeki küçük güçlerde çalışabilen cihazları yine aynı hacimdeki belirli tek bir noktadan kablosuz elektrik enerjisi ile beslemektir.

Yani hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelen tablet bilgisayarlar, cep telefonları ve müzik çalar cihazlarımızı evimizde kabloya ihtiyaç duymadan şarj edebileceğimiz anlamına gelmektedir. Tesla’nın kablosuz elektrik iletim fikri tam olarak gerçekleştirilemese de günümüzün ihtiyaçlarına uygun olarak değerlendirilmiş ve en azından evimizdeki kablo karmaşıklığından kurtulmayı amaçlamıştır.

FOTO2.jpg


Grubun bu konuda çalışmaya yönelten sebep ise grubu kuran Marin Soljačić adlı profesörün her gece telefonunu şarj etmeyi unutması ve bu duruma katlanamıcak hale gelmesidir. Grup Marin Soljačić ,Peter Fisher, Robert Moffatt ,Andre Kurs, John Joannopoulos ve Aristeidis Karalis isminde MIT öğretim görevlilerinden oluşmaktadır.

Her ne kadar Tesla’nın kullandığı sistemden farklı bir sistem kullansalar da Tesla’nın çalışmalarını referans alıp yola çıkan bu grup sürekli başarılı sonuçlar elde ederek ‘’Kuplajlanmış Rezonatörler Fenomeni’’ ismini verdikleri sistemlerini oluşturmayı başarmışlardır.

FOTO3.jpg


Aslında şuan kullandığımız her türlü elektrikli cihazların %90’ ında kablosuz elektrik iletimi yapılmaktadır. Ancak bu milimetrelik mesafeler de gerçekleşir. Bu iletimi gerçekleştiren transformatör elemanıdır. Hepimizin bildiği gibi transformatörler arasında fiziksel bağ olmayan 2 veya daha fazla bobinden oluşur ve manyetik akı sayesinde enerji aktarımı sağlar. Ancak transformatörlerin çalışma prensibi olan bu manyetik akı hem etraftaki canlılar zarar verebilecek derecede tehlikelidir hemde uzun mesafelerde etkisini kaybeder.

Soljačić ve takımının işe başlangıç noktası transformatörlerin yapısal olarak bu özelliklerinin istenen sisteme adapte edilmesi olmuştur. İstenen sistem bir alıcı ve bir verici elemanından oluşucak ve sadece kendi aralarında enerji değiş tokuşu gerçekleştiricekti. Böyle bir sistem için alıcı ve verici birbirini tanımalı ve dış etkenlerden etkilenmemeliydi.

Soljačić ve takımı bu sorunu çözmek için, elektriğin birçok alanında kullanılan ancak daha önce bu alanda hiç denenmemiş bir fikir olan ‘rezonans’ olayını kullanmaya karar verdiler.Transformatördeki giriş ve çıkış sargıları yerine giriş ve çıkış rezonatörü kullandılar. (Rezonatör kelime anlamı, belli bir frekansta titreşen ya da rezonans yapan, dolayısıyla belirli frekanslardaki dalgaları iletmeye ya da güçlendirmeye yarayan mekanik veya elektriksel aygıt olarak ifade edilir.) Böylece rezonatörler aynı frekansda çalışacak ve enerji değiş tokuşu yaparken etraftaki canlılara zarar vermicekti.(Hepimiz bir opera sanatçısının sesi ile cam bir kadehi kırdığını izlemişizdir.

Bunun sebebi opera sanatçısının camın titreşim frekansında bir ses frekansı çıkarmasıdır.Eğer herhangi bir nesneye, onun titreşim frekansında bir etken frekans gönderirsek nesne kırılır.Aksi halde nesneye herhangi bir zarar gelmez.Burada kullanılan sistem budur.Ortamdaki nesnelere zarar vermeyecek şekilde bir çalışma frekansı kullanmak

Aynı rezonans frekansındaki iki rezonant nesne enerjiyi verimli şekilde değiş tokuş etme eğilimindeyken yabancı (rezonant olmayan nesnelerle) zayıf bir şekilde etkileşir.)


Teorik olarak çalışmalarını tamamlayan grup, deneysel çalışmalar üzerinde yoğunlaştı.
Teori geniş bir aralıktaki kuplajlanmış rezonatör sistemlerini kapsamak üzere geliştirilmişti ancak deneysel çalışma manyetik olarak kuplajlanmış rezonatörlerin enerjiyi teoride öngörülen ve kablosuz şekilde şarj etme işlemi veya cep telefonu gibi aygıtlar için gerek duyulan yolla değiş tokuş edebileceklerini ispatlama üzerine odaklanmıştı.

Manyetik alanları üzerinden kuplajlanmış olan iki elektromanyetik rezonatörlü bir sistem kuruldu. Bir rezonatör ac kaynağa bağlanarak rezonans kaynağı olarak kullanılırken, diğer rezonatöre ise 60 wattlık bir lamba bağlandı. Çeşitli uzaklıklarda (2.5cm den 2 m’e kadar) ve çeşitli ortam koşullarda yapılan deneylerin sonucu teoriyi doğruladı ve ilk defa kablosuz elektrik iletimi ile bir lamba yakıldı. Aynı zamanda kurulan sistemin yüksek verimliliği ve günlük yaşama uygulanabilir olduğuda kanıtlanmış oldu.

Deney sonuçları Science dergisinde 2007 yılında yayınlandı ve büyük yankılar uyandırdı.

FOTO4.jpg



Soljačić ve takımı, bir grup olmaktan çıktı ve bugün nerdeyse tüm cep telefon üreticileri ve intel gibi donanım devlerinin peşinden koştuğu bir şirket haline geldi. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Soljačić’in telefonunu sık sık şarj etmeyi unutması sayesinde , kullandığımız küçük güçlerdeki elektronik cihazlarımızı kablosuz şarj edebileceğiz.

Alıntıdır:Elektrikport
 
Bu konunun takipçisiyim.

Fakat çok farklı ve değişik kaynaklar var. Açıkcası kafa karıstırıyor.

Forumda paylasmak için toplarlamaya çalıstım fakat su an pek mümkün değil.

Yeni gelişmeleri bekliyoruz hala :)
 
konunun daha ilk başlığını gördüğümde aklıma geldi nikola tesla allah rahmet eylesin ....
evet bahsettiğiniz olayı nikola tesla gerçekleştirmiştir. hatta bunun filmide var ismi şuan aklıma gelmedi sihirbazlıkla alakalı bir filmdi prestij evet buydu adı kbalosuz veri akatarımı v.s şeyler gösteriyordu. hatta şu an ki kullanıdğımız wrıles bulan nikola tesaldır.
peki madem o zamanın teknolojsi ile bunlar yapıldıysa şu an neden kullanılmıyor veya birileri bu bilgileri neden kimlerden gizliyor bence asıl sorulması gereken soru bu .....
 
bilgi için tesekkürler
 
24V gibi düşük DC elektriği kablosuz iletebilir miyiz? bu konuda bilgisi olanlar paylaşabilirmi acaba?
 

Forum istatistikleri

Konular
128,179
Mesajlar
915,658
Kullanıcılar
449,942
Son üye
Nzmtekin

Yeni konular

Geri
Üst