Kişisel Gelişim

binbaşı

Onursal Üye
Onursal Üye
Katılım
1 Eyl 2011
Mesajlar
6,205
Puanları
3,256
Konum
BURSA
Merhaba.Değerli arkadaşlar;

Bireysel Bilgi Seviyesi Her Şey Demek Değildir

Bu konuda hiç yazmayayım dedim,ama bazı üyelerimizin kendilerinin bilgi seviyesi hakkında bir aşağılık kompleksini duyacak kadar,forumdaki diğer tüm üyeler karşısında,kendileri hakkında çok olumsuz düşüncelere genellikle de sahip bulunması beni ziyadesiyle üzdü.Bunu bir şekilde telkin (Psikoterapi) yolu ile gidermeye de çalışacağım izninizle.

İnsan diğer tüm canlı yaratıklar içinde hayvanlardan farklı olarak sadece içgüdüsel bazda düşünmeyip rasyonel (akılcı) yolla sürekli düşünerek tabiata,önce oluşturduğu basit makineler ve süregelen çağlarda baş döndürücü hızla gelişen teknolojik gelişimleriyle hakim olmaya çalışmış ve bunda da azmi ve gayretiyle
çok başarılı olarak,dünya üzerindeki en akıllı varlık olma yolunda hak sahibi de olabilmiştir.

İnsanlar arasında bilgiyi,ilimi,fen konularını değerlendirme, kavrama hızı ve yeteneği,bu konudaki teknik becerileri arasında çok küçük veya büyük farklar da olabilir.Bu farklar hiçbir zaman asıl hedefe varılmada bir netice olarak diğer insanlar arasında çok büyük farklılıkları ortaya çıkaramaz.Bir teknik personel diğer bir teknik personelden sadece bilgi seviyesi (Edindiği bilgi donanımı) açısından tam üstündür şeklinde ele alıp tam olarak da değerlendirilemez.Bu çok yanlış ve hatalı olur.Bunun için her iki teknik personeldeki pek çok kıstaslara bakarak onu öyle değerlendirmek en doğrusu olur.

Bir teknik personel mesleki bilgisini dört dörtlük bilecek seviyede olmayabilir,çeşitli nedenlerle veya makul mazeretlerle (Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik!-İbrahim Tatlıses-Ünlü türkücü) bundan mahrum kaldığı (Günümüzde üniversite olanağının internet sayesinde ayağımıza kadar geldiği de düşünülerek) bilgi potansiyelini kazanmanın,bireyin çok fazla istemesi ve azmi karşısında bir şekilde elde edilebileceği,ama diğer başka özelliklerinin,örneğin müteşebbis bir ruha sahip olabilmenin ise,sadece doğuştan ve genetik yolla bize gelen bir üstünlük olduğu,doğruluk,dürüstlük,çalışkanlık,kendisini sözlü veya yazılı (Kompozisyon) olarak ifade kabiliyeti,vb. diğer tüm bu pozitif yöndeki sosyal vasıflarla birlikte bireyi pozitif yönde tamamlayıcı olan bunların ise,daha sonradan kazanılmasının epey güç olduğu,bilgi seviyesi (+kariyeri,etiketi ile) tüm bu vasıflarla beraberce değerlendirilmesinde,teknik açıdan diğer personelden tam üstün olabildiği kolayca söylenebilecektir.

Bir teknik personel düşünün,Amerika’nın etiketli veya Türkiye’nin saygın üniversitelerinden etiketli olarak teknisyen,tekniker veya müh.olarak yetişmiş bulunsun.Devlet ve özel iş yerlerini beğenmeyip kendi işini en kısa sürede kurmak istiyor.Ama müteşebbis (Girişimci) ruhu kendisinde eksiktir.Bu durumda biz kendisini bilgi seviyesi,çalışkanlık,azim,güzel ahlak,vb.pozitif yönde tamamlayıcı vasıflarla birlikte kendisinden bilgi seviyesi olarak daha düşük seviyede bulunan ayni kulvarda yarıştığı kendi sınıf arkadaşı olan bir teknik personelden daha üstün görebilir miyiz? Bu elbette ki mümkün değildir.Tek ve en önemli olan bu özel kişisel bir özelliğiyle bu personel bilgi eksikliğine rağmen sınıf arkadaşından iş kurma ve şirketleşme,girişimcilik açısından farklı olabildiği, için üstün gelmiştir.

Her birimiz kendi özel vasıflarımız ve karekterimize özgü kişisel farklılıklarımızla (İyi bir el becerisi,iyi bir müzik kulağı,ressamlığa yatkınlık,şoförlük,kaptanlık,pilotluk,yemek veya hamur işlerinde özel beceri,vb.) çok çeşitli alanlarda özel kabiliyete sahip olabiliriz.Bu sahip olduğumuz özel kabiliyet veya yetenekler,bizleri hiçbir zaman bilgi seviyesi eksikliği kompleksinde kalarak çok başarılı bir işadamı veya yönetici konumuna gelmemizi engelleyemez.Her birey bu kişisel ve özel becerisine en uygun meslek dalını,sadece o dalda,gerekli bilgi seviyesine yeterince sahip bulunarak yürütebilir.Kimseye muhtaç olamadan kendi ayakları üzerinde durabilir.İş hayatı sadece salt okumak ve üstün bir bilgi potasiyelinde bulunmak demek de değildir.Yani ille de bilgisayar müh.liği veya mekatronik müh.liği okumak da değildir.Kişisel beceri ve yetenekleriniz,girişim gücünüzle birleştiğinde ilkokul terk veya lise mezunu olarak,etiket sahibi olamadan da şansınız ölçüsünde ve gerekli ortam tam bulunduğunda başarılı bir iş adamı olarak adınızdan söz ettirmeniz de mümkündür.Bunun en iyi örneği Almanya’ya çalışmak için giden Türk işçilerinin,kendi öz girişimci ruhları ve küçük sermaye birikimleri ile Türk döneri konusunda, Almanya’da kendi şirket adlarından övgü ile bahsettirmeleri mümkün olabilmiştir,yaşayan canlı örnekleri de bulunarak.

Yani herhangi bir konudaki kişisel eksikliğimiz,en başta bilgi birikimi eksikliği,hiçbir şekilde sizi diğer bireylerden daha aciz veya daha başarısız duruma getiremez,bu mümkün değildir.Güçlü olan insan zayıf olan yönünü görüp onu gidermeye çalışan,onu diğer üstün olan vasıflarını ortaya çıkarıp sergileyerek,zayıf kalan vasfının göz ardı edilmesini sağlayan insan demektir,bunu hiçbir zaman unutmamanız gerekir.Zincirin halkasının en zayıf yeri kadar tüm zincir sağlam demektir.Güçlü veya başarılı personel,bu zincirdeki zayıf halkayı,diğer çok üstün vasıflarıyla sağlamlaştıran ve tüm zincir halkalarının birbirinin ayni ve eşit sağlamlıkta kalmasını tam sağlayan personel veya insan demektir.

Sonuç olarak kişilerin sahip bulunduğu bireysel bilgi seviyesi hiçbir zaman her şey demek değildir! Görünürde görünen şekil itibarlı olan bir farktır.

Not: Bilgisini gece gündüz demeden paylaşabilen,fedakarlıkta bulunan her forum üyesi, eli öpülecek derecede milliyetçi veya milletini çok seven bir insandır.Bunun aksi ise asla düşünülemez.Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki hain katliamda ölen Türk vatandaşlarımıza (Türk veya kürt ayrımı yapmadan) akabinde seri olarak çatışmalarda haince şehit olan tüm polis,subay ve astsubaylarımıza,hunharca katledilen Özgecan’larımıza hiç bir şekliyle tam kayıtsız kalamayıp,nasıl derin üzüntüsünü içimizde ayni şekliyle yaşıyorsak,forum üyelerimizin özel yaşantılarında başlarına gelen çok talihsiz kazalar veya türlü felaketler ayni derecede bizleri çok etkileyip çok da üzer,üzmelidir.Biz büyük bir aileyiz ve birimiz hepimiz veya hepimiz birimiz için kenetlenmiş,forum içinde milliyetçi bir ruhla birbirimize tam yürekten bağlıyız.

Bazı yöneticilerimiz veya site görevlilerinin forumda daha az yer alabilmesinde,elbette ki kendi sahip oldukları özel görev dağılımı ve izin sistemi dolayısıyle, onların teknik desteğini her zaman tam görebilmek mümkün olmayabilir.Bunu her zaman bir anlayış ve büyük bir olgunlukla karşılamak dileğimle.Saygılarımla.
 
Her insanın her teknik elemanın bazı zaafları vardır bu zaafların büyük bir kısmını hemen hemen tamamını arttırmak ve azaltmak yine bizim elimizdedir. "İnsanın en büyük düşmanı kendisidir."
Bilgiden önce gelen husus insan olmanın gerektirdiği vasıfları yerine getirmektir, ahlaktır, iyi niyetdir, saygıdır, yardım severliktir...
Bilgi eksiği her türlü tamamlanır ama eksiğin tamamlanabilmesi için o mesleğin sevilmesi gerekir. Araştırmacı olmak, okumak, okuduğunu anlamak için de düşünmek gerekir. Her teknik eleman okuyup araştırıp düşündüğü bilgiden o meslekte edindiği altyapı ölçüsünde faydalanabilir. Daha temeli atamamış birisinin çatı seviyesindeki bir bilgiyi edinmesi özümsemesi beklenemez. Eksik temeller üzerine çıkılmaya çalışılan katların sonu hüsrandır. Bir konuya hakim olabilmeniz için o konu ile ilgili temel bilgileri sağlam edinmiş olmanız gerekir, bu silsileye uymazsanız başarısızlık kaçınılmaz sonuç olacaktır.
İnsanların kendi eksiklerini görüp tamamlaması için eyleme geçmesini önleyen, engelleyen en büyük düşman EGO'dur. Bazısı da ruh hastasıdır psikolojik tedaviye muhtaçtır ama bunu kabullenmez tedavi olmaktan kaçınır, kendisine de çevresine de zarar verir.
Özetle Her şey sizin elinizde !
 
ustam sonuna kadar haklısın.
özellikle bu forumda bir iki kişi var ki benim yazmadığımı yazmışım gibi göstermeye çok çalışıyor, yanlışımı arayıp duruyor. olabilir. ben de yanlşı yaparım. misal kalkıp da hiç alakam olmayan kompanzasyon işine görüş bildirirsem mutlaka hata yaparım.
ki bunda yanlış yapmayacağımı bile bilsem yine bakarım yaşlı uzman ya da c.berkan bir şey yazmış mı?
eğer ki yazdıklrım onların yazdıkları ile ya a binbaşı senle çelişecekse bir kere düşünürüm.
ki hatırlarsın senle de az kavga etmedik. şu tüplü tv ve monitörlerin çalışması konusunda:)
ama bu olayı kişilere hakaret seviyesine hiç getirmedim. bana hakaret edilmedikçe.
 
Tüplü T.V. ve monitörlerin çalışması ! bana epey uzak konular, bilgim olmadığı konuda kesinlikle tartışmam başkasıyla karıştırıyor olmalısın. :confused:
 
Bu forumda devamlı ve de ısrarla üzerinde durduğum bir husus var. Hangi konumda olursan ol sormasını bilen adam sorduğu sorunun cevabını alır. İstisnalar genellemeyi bozmaz. Eğer ki ustalarımızın bu konuda bir egoları olsaydı benim gibi bir sınıf öğretmeniyle hiç uğraşmaz hadi hoca sen git de öğrenci yetiştir derlerdi. 1-2 kişi böyle düşünen oldu. Allah var onlara da gücenmedim nihayetinde can güvencesi için benim bu işlerle uğraşmamı istemediler. Ne yapayım benim hastalığım da bu yan dallar. Elektrik, elektronik ve diğer tamir işleri. Elimizden geldiği kadar insanlara yardımcı oluyoruz.
 
Bu forumda devamlı ve de ısrarla üzerinde durduğum bir husus var. Hangi konumda olursan ol sormasını bilen adam sorduğu sorunun cevabını alır. İstisnalar genellemeyi bozmaz. Eğer ki ustalarımızın bu konuda bir egoları olsaydı benim gibi bir sınıf öğretmeniyle hiç uğraşmaz hadi hoca sen git de öğrenci yetiştir derlerdi. 1-2 kişi böyle düşünen oldu. Allah var onlara da gücenmedim nihayetinde can güvencesi için benim bu işlerle uğraşmamı istemediler. Ne yapayım benim hastalığım da bu yan dallar. Elektrik, elektronik ve diğer tamir işleri. Elimizden geldiği kadar insanlara yardımcı oluyoruz.
yok binbaşını kastetmedim. bylent demişti. ama haklı hocam. o köprü diyot adamı öldürür.
hocam ben de senin gibiyim. küçüklükten elimize aldık havyayı yıllar önce bırakmıştım. 5 yıl aradan sonra-yediğim kazıklar mı desem:)- geri döndüm.
adam veriyorum teybi. geliyor. sağdan ohh mis ses soldan cazır cuzur. bir tane asus anakartım gitti. bir tane değil bir sürü telefonum gitti. yetr artık dedim geri döndüm:)
nette bakıyorum herkes mükemmel elektronikçi. yaw ac-dc ripple-kırpılım-dan haberi yok adamın o ollur şu olur diyor.
bilmez ki pille bile beslenen malzemelerde ripple oluşur. sözgelimi benim bir walkman var adam pillerin önüne bir kondansator koymuş. e sök bunu sökebilirsen:)
bunlar sanıyor ki her elektronik mal, bir koprü diyot bir kondansatorle iş bitiriyor.
yok böyle bir şey. sen grounding kurallarına uymazsan sonra gelir buraya yok ben ups aldım da şimdi görüntü sistemlerinde parazit var, diafon cızırdıyor diye mesaj atarsın ki bu arkadaşların hiçbirini o tür sorularda cevaplarken göremiyorum-sanırım ona kafaları basmıyor:)- elektronik sadece bir butonla röle çektirmek değildir arkadaşlar. belli başlı kuralları vardır. kimi zaman oturup o smps yi paramparça edebilmen, sonra da geri toplaman gerekir. geçen de yazdım. bazen emi filtre, parazit yaptırabiliyor. bunun da nedenleri var. geçen fazla akımın sargıları zayıflatması. ki eski emi filtreler tek bir nüve içinde yapılırdı. bu sorun nedeni ile sonradan ayrı kılıflanır oldu.
demin bir arkadaşım misal psu sunda geçen sene blok kapasitör yandığını söyledi. ben de köprü diyotu değşitirmesini ve blokların altına birer mercimek atmasını söyledim. ben bunu burda yazsam hemen biri atlar. onun orjinalinde yok böyle bir şey yanlış yapıyorsun der. gel de gülme:)
 
Merhaba.Sn.Yolgezer74 ustam,bu bahsettiğin mercimek atılması olayı çok yeni bir şey değil ki.Senelerdir regüleli sabit güç kaynağı olarak hazır aldığım kitlerde vardı zaten.Bunun konulma sebebinin şebekeden gelen parazitlerin fitrelenmesinde iyice titiz davranılması olayına ben bunu tam dayandırıyorum,yani asıl bu konulma nedenini.

Bir de dikkatimi çok çeken bir olay; en küçük geri bildirimleri bir kavga olarak yanlış değerlendirmen.Şimdi yukarıdaki fikir beyanıyla ben seninle direk kavga mı etmiş oluyorum,hiç sanmıyorum.Bu karşılıklı yapılan değerlendirmeler,aşırı görüş ayrılıkları olsa bile,eğer tam usturubuyla (Ölçüsünde,kararında) yapıldığında bu kavga olarak da bence değerlendirilemez.Ama tartışma veya fikir bildirimini sen tam olarak da bir "kavga" olarak değerlendirmişsen bence çok yanlış da düşünüyorsun.

Kavga demek hakaret derecesine varacak kadar karşılıklı haysiyet kırıcı sözlerle birbirini hiçe sayarak sözle veya fiili olarak da yaralamaktır,benim tanımım sadece de budur.Ama demek ki kişiler arasında tanım farklılaşmaları da oluyor,normal karşılamak lazım bunu da.Benim veya örneğin sn.Kazım Uğur Hoca'mın bazı eksikleri veya yanlışları tamamlaması asla bir kavga değildir,seninle didişmek de değildir,çok da yanlış anlıyorsun,bu olumlu değerlendirmeleri.Eksikleri görmezden gelip de hiç bunları tamamlamayan seninle hiç kavga etmiyor gibi mi oluyor,bu tanıma göre. Çok yanlış!

Sn.kazım Uğur Hocam ne demişti en son olarak;bazı olabilen eksiklikleri veya yanlışları bazı hallerde görmezden gelmemiz, kışkırtmaktan (Doğrudan sert tartışmalardan) tam kaçınmak içindi sadece demişti,bir hatırlarsan.Yani forumda oluşabilecek bazı sert tartışmalara hiç meydan verilmemesi için (O zaman burada anarşi bir karışıklık da olur,bilgi paylaşımı veya yardımlaşma gereği gibi de olamaz,bir sorun çözme yeri olamaz,bir tartışma forumu olur çıkar.) bazen oluşabilecek olan bazı eksiklikler görmezden de gelinebiliyor,tüm olay da budur aslında.Forumun bu hale gelmesini hiç kimse de sanmıyorum ki arzu etmez herhalde öyle değil mi?

Ama senin bu kavga tanımın şimdiye kadar sadece şaka anlamında da (Yani asıl gerçek anlamından çok ayrı olarak,mecazen böyle de değerledirmedim,bu yazıyı baştan sona kadar yazarken) kullanıldıysa işte o zaman tüm bu yazdıklarımı çok da dikkate almazsın:) Haydi kal sağlıcakla.Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:

Forum istatistikleri

Konular
128,125
Mesajlar
915,239
Kullanıcılar
449,837
Son üye
betül hüsrevoğlu

Yeni konular

Çevrimiçi üyeler

Geri
Üst