Yine hepimiz bir sözün bittiği yerdeyiz..
Yine bir kadın cinayeti..
Türkiye Giresun’da vahşice katledilen 16 yaşındaki Sıla’sına ağlıyor..
Özgecan Arslan’lar artık ölmesin, vahşice öldürülmesin ve artık bunlar son bulsun dedik, ama bunlar yine durmadı, kadın cinayetlerinde bir son yine olmadı..
27 Şubat günü Gazi Mustafa kemal ATATÜRK’ün Türk Medeni Kanunu’nda kadınlara eşit hakların verildiği bir günde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün yakın arifesinde yine yüreğimiz yandı, yine binlerce kez dağlandı..
Genç bir fidan, genç bir kadın, genç bir kızımız hayattan yine vahşice koparılıp alındı..
Üstelik koruma altına alınmış bu genç kadınlarımız barışma bahanesiyle yine vahşice öldürülüyor..
Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı en başta olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşları özellikle özel koruma altına alınan bu kadınlar konusu her manada daha fazla ele alınmaya çalışılmalı, bu konuda ellerinden geleni değil ellerinden gelmeyenleri de mutlaka yapmaya çalışmalı, bu konuda topluma kadın şiddetini azaltma yönünde daha çok eğitici destek verilip bunun önlenmesi mutlaka sağlanmaya çalışılmalıdır..
Mesele çok ciddidir, toplumda sadece bu tür üzücü olaylar olduğunda ciddi olarak ele alınan bu konudaki asıl mesele, bu yara çok derindir ve gün geçtikçe daha derinleşmektedir..
Artık bu cinayetlerin son bulabilmesi için milletçe ne gerekiyorsa elimizden gelmeyeni de yapmaya çalışmamız gerekiyor. Gün birlik günü, kadın cinayetlerine son vermenin artık bıçağın kemiğe dayandığı günlerde sonlandırma günüdür.
Tüm toplumunu, tüm sivil toplum kuruluşlarını, bu konudan sorumlu üst mercileri bu konuda üzerlerine düşen ve gereken hassasiyeti gösterebilme duyarlılığına davet ediyorum.
Yeter artık, Özgecan’lar ölmesin, öldrülmesin, bunlar artık bir son bulsun..
Cinayeti işleyen bu caninin bu konuda alınacak en ağır cezayı (iyi hal indirimi olmadan) alabildiğini görebilmede toplumun sesi olarak bunun en yakın takipçisi olabilmeliyiz..
Kolay gelsin.
Son düzenleme:
