Sn yavuz31, siz genç arkadaşlara örnek olacak biçimde dersinize iyi çalışmışsınız. Cevap veren arkadaşlarda doğru konuları aktarmışlar. Siz konuyu çözmüşsünüz ama yeri gelmişken, genç arkadaşlara ışık tutmak adına bazı tecrübelerimi aktarmak isterim.
Ben bir biyolojik arıtma firmasının servisiyim. Farklı marka arıtmalara da müdahale ettiğim oluyor.
Alt yapıları ne olursa olsun, tüm biyolojik arıtma sistemlerinin mantığı aynı. Bakteri üretmek ve bunları yaşatmak... Bakteriler temiz havaya ihtiyaç duyarlar. Besinleri zaten o atıkta var. Temiz hava genelde blower pompalarla sağlanır. Blowerlar genelde çok ısınır ve dinlendirilmelidir. En iyi çözüm yedekli blower kullanmaktır. Blowerlardaki filtrelerin temiz olması yanında, makine dairesine bolca temiz hava sirkülasyonu çok önemlidir...
Atık suyun, bakteri havuzunda yeterince kalıp parçalanabilmesi de sistemin en önemli kriteridir. Foseptik çukurundan, bakteri havuzuna, bakterilerin parçalayamayacağı kadar malzeme gelirse, pis su arıtılamaz. Çok seyrek malzeme gelirse de yeterince besin olmayacağından bakteriler ölür. Foseptik pompasının zamanlaması bu yüzden çok iyi ayarlanmalıdır.
Arıtma sistemlerindeki kokunun önemli sebeplerinden biri de, çamur çökertme havuzlarının zamanında boşaltılmamasıdır. Çamur çökertme havuzları arıtmanın durumuna göre, belirli periyotlarla deşarj edilmelidir. Bu genelde el ile yapılır.
Bakteri ekilmesi, ve ek besinler verilerek çoğaltılması da başka bir konu... Ama arıtma işi komplike bir konu. Biri eksik veya hatalı olursa sistem doğru çalışmaz.
Çok fazla otomasyon elemanı ile de sistem doğru çalışacak diye bir şey söz konusu değil. 6 adet pis su pompası, bir blower, bir hidroforun Delta PLC, röleler, kontaktörler, şamandıralar vs. vs. ile kurulmuş ama doğru arıtma yapması sağlanamamış başka markalı bir arıtma sistemi müdahalemden sonra on numara çalışıyor. Hem de bir pompa, bir hidrofor, iki blower, astronomik zaman röleleri ve diğer kumanda elemanlarıyla...