renksiz
Üye
- Katılım
- 24 Ara 2014
- Mesajlar
- 2
- Puanları
- 1
- Yaş
- 38
Yeni nesil gençliği kimse anlamıyor arkadaş. Hep saygısız, sorumsuz ve asi karakterde oldukları düşünülen günümüz gençliğinin en büyük sorunlarından birisi anlaşılmazlıktır. Kendilerini gayet iyi anlayabilen bu genç nesil asıl geçmiş kuşakları anlayamamaktadır. Anne babalarının yetişme dönemi ile kendi yetişme dönemleri arasında uçurumlar vardır. Eskiden daha kapalı olan toplumumuz artık internet çağı ile birlikte dünyanın her köşesi ile irtibat halinde olan şimdiki gençlik modalardan ve akımlardan hızlı bir şekilde etkilenebilmekte, dünyadaki olayları yakından takip edebilmektedir.
Anne babaların odasından çıkmayan ve internette dolaşan, oyunlar oynayan ve sohbet yapan çocuklarını anlamak için bir girişimde bulunduğunu pek zannetmiyorum. Daha çok çocuklarının kendilerini anlamalarını ve kendi istedikleri gibi yaşamalarını isteyen bu aileler büyük sorunların doğmasına neden olabilirler. Tabi ki anlayışlı ve çocuklarını sıkmayan aileler de mevcuttur. Fakat geleneksel aile yapısını korumak adına çocuklarda baskı oluşturmak, çocukların kişilik ve karakteristik gelişiminde önemli etkiler yaratabilmektedir. Bunun için yaşanılan çağın gereklilikleri göz önüne alınmalıdır.
Anne babanın iyi eğitimli olmaması da çocuklarını anlayamamalarında etkilidir. Her fırsatta “bizim zamanımızda şöyleydi, bizim zamanımızda böyleydi” gibi cümleler kurmak oldukça zarar vericidir. Bu aileler çocuklarının bundan 30 yıl önceki zamanın şartlarına göre yaşamasını isteyerek baskı oluştururlar. Tabi ki saygı ve aile içi uyum olmak zorunda ama bu çocuğun kendi özgür gelişimi açısından da önemlidir. Aile tarafından yönlendirilen ve hep baskı altında tutulançocuklar ilerleyen yaşlarda pasif, iletişim becerisi düşük ve psikolojik sorunları olan bireyler olabilmektedirler.
Toplumda kuşak çatışması adı verilen bu durum eski kuşağın geleneklerini devam ettirmek ve yeni kuşağında yeniliklere ve çağa ayak uydurmak isteğinin çatışmasından kaynaklanmaktadır.Her dönem bu çatışma yaşanmıştır. Bundan yaklaşık 180 yıl kadar önce Turganyev tarafından yazılmış Babalar ve Oğullar adlı kitap da bu konuyu işlemektedir.
Anne babaların odasından çıkmayan ve internette dolaşan, oyunlar oynayan ve sohbet yapan çocuklarını anlamak için bir girişimde bulunduğunu pek zannetmiyorum. Daha çok çocuklarının kendilerini anlamalarını ve kendi istedikleri gibi yaşamalarını isteyen bu aileler büyük sorunların doğmasına neden olabilirler. Tabi ki anlayışlı ve çocuklarını sıkmayan aileler de mevcuttur. Fakat geleneksel aile yapısını korumak adına çocuklarda baskı oluşturmak, çocukların kişilik ve karakteristik gelişiminde önemli etkiler yaratabilmektedir. Bunun için yaşanılan çağın gereklilikleri göz önüne alınmalıdır.
Anne babanın iyi eğitimli olmaması da çocuklarını anlayamamalarında etkilidir. Her fırsatta “bizim zamanımızda şöyleydi, bizim zamanımızda böyleydi” gibi cümleler kurmak oldukça zarar vericidir. Bu aileler çocuklarının bundan 30 yıl önceki zamanın şartlarına göre yaşamasını isteyerek baskı oluştururlar. Tabi ki saygı ve aile içi uyum olmak zorunda ama bu çocuğun kendi özgür gelişimi açısından da önemlidir. Aile tarafından yönlendirilen ve hep baskı altında tutulançocuklar ilerleyen yaşlarda pasif, iletişim becerisi düşük ve psikolojik sorunları olan bireyler olabilmektedirler.
Toplumda kuşak çatışması adı verilen bu durum eski kuşağın geleneklerini devam ettirmek ve yeni kuşağında yeniliklere ve çağa ayak uydurmak isteğinin çatışmasından kaynaklanmaktadır.Her dönem bu çatışma yaşanmıştır. Bundan yaklaşık 180 yıl kadar önce Turganyev tarafından yazılmış Babalar ve Oğullar adlı kitap da bu konuyu işlemektedir.
