baz istasyonlarının oluşturduğu elektromanyetik kirlilik

ReiS_

Üye
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
180
Puanları
1
Yaş
45
baz istasyonlarının oluşturduğu elektromanyetik kirlilik

Giris

Günümüzde is yerlerinizi, barindigimiz konutlari, alisveris merkezlerini göz önüne getirin. Hemen her türlü haberlesme elektronik ortamlarda gerçeklenmekte. Radyo/TV'lerden, kapali devre güvenlik sistemlerine, cep telefonlari, bilgisayarlardan kodlama cihazlarina, yazar kasalara varincaya dek her cihaz belli bir frekans bölgesinde az ya da çok elektriksel güç harcayarak çalismakta. Üstelik bu cihazlar giderek daha küçük alanlarda (yan yana) çalismak zorunda. Bu durumda, daha önceki sayilarda da vurguladigimiz gibi iki temel parametre öne çikmakta; cihaz frekansi ve gücü. Cihaz - cihaz etkilesimiyle ilgilenen EMC (elektromanyetik uyumluluk) disiplininde cihazlarin bir arada, birbirini rahatsiz etmeden ve birbirinden en az etkilenerek çalisabilmesi için temel kural var:

  • Ayni frekanslari kullanan cihazlarin isaret güçleri yeterince düsük (ya da birbirinden yeterince uzak) olmali.

  • Birbirine yakin çalismak zorunda olan cihazlar farkli frekanslari kullanmali.

    Farkli cihazlar için oldugu kadar ayni cihazin tasariminda da bu iki temel kural geçerli. Örnegin, baski devre tasariminda bile devre elemanlari, isaret, güç katlari, isaret, besleme yollari, vb., hep bu iki temel kurala göre tasarlanir. Aslinda, EMC kurallari ve tasarim adimlari göründügü kadar karmasik degil. Cihazlarin fiziksel davranislari ne kadar iyi biliniyorsa tasarim ve korunma önlemleri o denli kolay ve etkili olmakta.

    Oysa, cihaz - canli etkilesimini inceleyen BEM, (biyoelektromanyetik) disiplininde durum bu kadar basit degil. Nedeni, canli doku - EM enerji etkilesiminin etkili modellerinin henüz gelistirilememis olmasi. Güçlü modellerin oldugu (fizik, mekanik, kuantum mekanigi, elektromanyetik gibi) disiplinler problem çözmede, ileriye dogru kestirim yapabilmede daha sansli. Örnegin, elektromanyetik algilayicilar kullanarak veri toplama ve akilli yazilimlarla isleme yoluyla (çok algilayici tümlesik gözetleme sistemleriyle) bugün artik istenen bir bölgede 24-saat kesintisiz gözetleme yapilabilmekte, adeta kus uçurtulmamakta. Bunun ötesinde, gözetlenen bölgedeki hedeflerin hareketleri sürekli izlenerek niyetleri dahi önceden saptanabilmekte. Oysa, örnegin, yerbilimleri gibi disiplinlerde (henüz yer küre kütle hareketleri, sikisma, genlesme, burulma benzeri etkiler yeterince anlasilamadigindan güçlü modeller olusturulamamakta, bu durumda yapilan ileriye dogru kestirimler de tahminden öteye gidememekte, bilimsel yargidan çok medyum öngörüsüne benzemekte.

    Iste, BEM problemlerinde de benzer sikintilar yasanmakta ve daha uzun süre de yasanacak gibi. Bu durumda elde güvenilir yöntem olarak sadece genis denek gruplari
üzerinde yapilan istatistiksel (epidemiyolojik) çalismalar kalmakta. Epidemiyolojik çalismalar uzun süre, büyük bütçe ve yorucu çalismalar gerektirdiginden EM - doku etkilesiminin anlasilabilmesi ve varsa olumsuz etkilerin ortaya çikarilmasi on yillari bulabilmekte.

Yeri gelmisken istatistik konusund a da birkaç söz söylemekte yarar var. Toplumumuzda istatistik konusu, birakin sokaktaki bireyi akademisyenler arasinda bile net anlasilabilmis degil! Gündelik yasantida istatistigi bilmeden istatistik üzerine söz söyleyen önemli bir kitle var. Örnegin, basarili teknik adam Mustafa Denizli ulusal takimin basinda iken hemen her maçtan önce kazanma olasiligi soruldugunda "% 51 bana yeter" derdi. Mustafa Denizli bunu söylerken "biraz da olsa ibre benden yana olsun, bu yeter" düsüncesindeydi. Olasiliktan söz ederken % 51 ile örnegin % 75 'in ne denli farkli oldugunu Mustafa Denizli'nin bilmemesi dogal. Ama akademisyenlerin verilere dayanarak çok ama çok hatali olasilik sonuçlarina ulasmalari üzücü. Verilere dayali konusmak, olasiliklardan söz etmek hos, ama "olasilik" ile "kesin" arasindaki farkin ayirdinda bile olmamak bambaska. Örnegin, istatistiksel olarak "% 100 olacak" demenin "hala olmayabilir"i içerdigini kaç kisi bilir? Ya da "olma olasiligi sifir" dendiginde hala olabilecegini kaç kisi bekler? Istatistik iste bu nedenlerden ötürü ciddi ele alinmasi gereken bir konu. Önümüzdeki bir sayida sadece epidemiyoloji ve istatistiksel çalisma konusunu ele almakta yarar var.
 

Ekli dosyalar

  • EO_May__305_s04.pdf
    31.1 KB · Görüntüleme: 1

Forum istatistikleri

Konular
128,195
Mesajlar
915,744
Kullanıcılar
449,970
Son üye
Liliane

Yeni konular

Geri
Üst