Değerli arkadaşım;
öncelikle akünün ne olduğunu kısaca çözümleyelim sonra da şarja bağlayarak olabilecek ihtimaller üzerinde bir yorum yapalım.
öncelikle şunu söyleyebilirim.senin 12 volt dediğin bir akünün ihmal edilebilecek kadar küçük de olsa bir iç direnci vardır ki bu 0 ile 1 ohm arasında bir omaja tekabül eder.bunun sebebi plakaların ve arasındaki elektrolitik sıvının dirençleri toplamıdır.farz edelim ki 0,1 ohmluk bir iç dirençe sahip olduğunu düşünelim.işte bu direnç senin saf 12 voltluk olan ve kısa devre edilirse sonsuz akım akmasına sebep olacak olan kaynağına seri bağlıdır.biraz hesap yapalım.bak şimdi bu iç direnci yok sayarak 12 voltluk aküye 1 ohm luk bir direnç bağlarsak ohm kanunu gereği 12 amp geçer değilmi.ya 0,5 ohm takarsak tabiki 24 amper peki ya 0,1 ohm takarsak tabiki 240 amper.pekiya direnci 0,0000000000001 gibi bir süper iletkeni takarsan aküdende sonsuza yakın bir akım geçmesi gerekir.buraya kadar sanırım bir sorun yok.ama ben diyorum ki bu saf bir gerilim kaynağı için geçerli.ve gerçekte saf olan hiçbir şey yoktur.aküde.onun bu sonsuz akım verebilecek olan gerlim kaynağına seri bağlı bir iç direnci vardır.mesela 0,5 ohm değereinde.dolayısıyla sen bu aküyü 0,0000001 ohm gibi bir iletkenle kısa devre bile etsen geçecek olan max akım 12/(0,5+0,0000001)=23,9999999 yani yaklaşık olarak 24 amperi geçemeyecektir.yani o iç direnç o akünün hem gücünü hem etkiye tepkisini hemde ataletini temsil eder.şimdi sen 12 voltluk bu aküyü 13 v ile şarj etmeye kalktığında akü bu aradaki 1 voltluk potansiyel farkı bu iç direnci üzerinde düşürecektir.ki bu bir potansiyel fark olabilsin.bu sarj olmaya sebep olan akımı tayin ettiği gibi şarj oldukça düşecek olan şarj akımı dolayısıyla bu direncin üzerindeki voltajında düşürecek ve bir bakacak sın senin 12 voltluk akü 13,6 voltlara kadar gelmiş.
Eğer şarj voltajını 20 v yaparsan potansiyel fark 8 v olur ve akün bu 8 voltun iç direnci üzerinde harcamaya çalışarak gizler.ama tam olarak bunuda beceremez ve sen 12 v hat gerilimin bir kaç dakika içerisinde 14,5-15 v lara geldiğini görürsün.
Sözün özü ben bunu insan bedenine benzetiyorum.sen bir yerden solunum yoluyla bir grip virüsü kaparsın ve zannedersin ki virüs seni elden ayakta düşürüyor.vucudunu içten içe kemiriyor seni ölüme götürüyor.oysa o senden memnundur sana aslak yapışarak yaşamını sürdürmek için beslenmeye çalışır kanına karışır.artık vucudun onunla savaşmaya başlamıştır.oysa seni elden ayaktan düşüren,tüm kaslarına ağrılar salan o virüs değil senin beynindir.bir hormon üretir tıpkı seni mutlu eden endorfin gibi.sebebi ne mi.sebebi sen daha fazla enerji harcayarak onun savaşı kaybetmesini sağlamaman için.seni halsiz yatağa hapseder ki onun bu savaşta enerjiye ihtiyacı vardır.işte o iç dirençte varlığı ile aynı senaryoyu oynamakta.....
Umarım faydalı olabilmişimdir.
Saygılar....