Kansere çözüm önerileri

CEVDET ÇALIK

Profesyonel Üye
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
1,037
Puanları
481
Yaş
53
Arkadaşlar,

Çağımızın en büyük hastalığı, herkesin en büyük korkusu kanser hastalığıdır.

Bu hastalığa yakalananları %90'i kısa sürede hayatını kaybetmekte. Yaşayan insanlarda bu hastalığa yakalanacağım diye korku içinde yaşamakta. Televizyonlarda hemen hemen her akşam, kanser hastalığıyla ilgili programlar çıkmakta. Bu programlarda yemiş olduğumuz hemen hemen bütün ürünler ve çevremizde bulunan maddelerin kanser hastalığına neden olduğu anlatılmakta ki bu da insanları ürpermekte.

Bu güne kadar hastalığın tedavisiyle ilgili bir çözüm maalesef bulunamadı.

Burada herkesin aklına gelen çözüm önerilerini yazmalarını rica ediyorum. Bu konunun çözümüyle ilgili çalışan yüzlerce bilim adamı bulunmakta.Belki burada bizim söyleyeceğimiz üç beş kelime onların ufkunu açmakta yardımcı olacaktır.Bu hastalığın çaresiyle ilgili de burada yazılan yeni düşünceleri okuyup kendi aramızda, ailemizle beraber, iş arkadaşlarımızla beraber, okul arkadaşlarımızla beraber konuşursak. Mutlaka bir çözüm bulunacaktır.

Hastalığın giderilmesiyle ilgili benim önerim şu şekilde:Tarihte yenilemez diye bilinen en büyük ordular bile kendi içlerinde çıkarılan fitnelerden dolayı yenilmişlerdir.

Bu düşünceden yola çıkarak, yenilemez denilen kanser mikroplarını öncelikle 2 'ye bölmek gerekmekte.1. grup sağlıklı(şu an ki normal kanser mikrobu) 2. grup kanser mikrobuna dışarıdan 1. grubun çok hoşlanacağı bir madde enjekte edilmesi sonucu.

Sağlıklı kanser mikropların 2. grubu saldıracağını düşünüyorum.Bu şekilde kendi içlerinde savaşacakları için öncelikli olarak, mikrobun vücüt da yayılması önlenecektir.Dışarıdan da şu an için bilinen tek tedavi olan kemopterapi uygulanır ise hastalığın yenileceğini düşünmekteyim.
 
Kanserden ölüm oranı %90 değil...ama bazı türlerde ölüm oranı yüksek..
bazılarında ise kurtulma oranı nerede ise %100 tabi kanserin evreside önemli..
öyle bir hastalık ki mucize yöntem falan yakın zamanda çıkmaz..
 
kanser hastası olan biri hep mutlu olacak.Yaşamayı sevecek yaptığı her şeyden haz alacak..Kısace kendisini bırakmayacak savaşacak savaşacak..
 
Arkadaşlar,

Konuyla ilgili yapmış olduğum araştırmada, kanserin bir mikrop olmadığını öğrendim. Kanser hastalığı aslında, vücüdumuz da bulunan yararlı hücrelerin, bir den bire çoğalarak 3 katına çıkması ile oluşmakta imiş. Hücrelerin çoğalması ile beraber, beslene bilmeleri için gerekli besin ihtiyacı da 3 katına çıkıyormuş. Vücüdumuzdan besin ihtiyacını karşılayamayınca organlarımıza saldırıya geçerek. Oradan besin ihtiyacını karşılamaya çalışıyormuş.

Gerçekten paradoks bir durum. Vücüdumuz için yararlı olan bir hücreyi nasıl yok edebiliriz? Ona ihtiyacımız bulunmakta.

Konuyla ilgili yeni çalışmalarda bulunmakta. Bilim adamları yeni geliştirilen metod ile kanserli hücreleri 48 saat içinde yok etmeyi başarmışlar. Bu medod şu an için deneme aşamasındaymış.

Yeni metod şu şekilde uygulanmaktaymış. Kanserle mücadele edilen kemeterapi ilacı bir enjektörün içersine alınıyormuş.Daha sonra kanserli hücrelerin içersine enjekte ediliyormuş. Uygulanan bu metodla %95 başarı elde edilmiş.

Eski yöntem ise kemoterapi ilacı damardan vücudumuza veriliyormuş. İlaç damarlar vasıtası ile bütün vücudu dolaşıp kanserli hücrelerin bulunup yok edilmesi bekleniyormuş.İlginç bir yöntem. Sanki kemeterapi ilacı akıllı bir ilaç.
 
Kanserin diğer organlara nasıl yayıldığı konusunda gelişmeler var..
tam olarak bilinmiyor mekanizma ..bulunursa çözüm de bulunur.
 
Burada önemli olan nokta kansere bir şekilde yakalansanız da bunu en kısa zamanda,erken teşhisle,daha işin en başında ortaya çıkarmak ve tedaviye mümkünse çok erken başlamaktır.Bu durumda,kanseri yenme olasılığınız,eğer kendi moraliniz ve doğru tedavilerle,yani hem kemotarapi (İlaç tedavisi),hem de psikolojik desteğin,yine size yakın kişiler veya bizzat kendinizce sağlanabilmesi,özel bir beslenme şeklinin de uygulanmasıyla da bu çok yaygın ve ölümcül olabilen hastalığı kolayca yenmeniz de mümkün olabilir.

1-İnsanın psikolojisi: Burada sahip olunan moral,öz-güven,yaşama sevinci,yani hayata daha da sımsıkı bağlı kalabilmek,belki beslenme ve kemoterapiden,cerrahi müdaheleden bile daha önemlidir.Çoğu kanser hastası bu silahı iyi kullanarak,yani moral takviyesiyle,doktorların belirli bir süre biçtiği bu amansız hastalığı yenebiliyor.Yani kurtulmak,bir bakıma da insanın kendi iç yapısında,kendi psikolojisinin iyileştirici olan gücünde gizlenmiştir.

2-Erken teşhis: Ne kadar erken farkına varılırsa o kadar tedavi süresi kısalıyor,ilaçlar cevap veriyor ve kurtulma şansı da hastanın o oranda fazlalaşmış oluyor.Geç kalındığında ise başka organlara atlaması (Metastas) olasılığı çok fazla oluyor,eğer kemiklere kadar atlayıp geçmişse,artık ilaçların cevap vermesi oldukça zor hale geliyor.Bu nedenle burada erken teşhis çok önemli.Kurtulma şansı daha yüksek oranlarda erken teşhisle sağlanabilir.

3-Ameliyat: Hastalık bir ameliyatı gerektiriyorsa bu yöntemle tümörlü bölgenin cerrahi olarak alınması gerekli olup,bu yapılıyor.Eskiden göğüs kanserinde göğüsün tamamı alınmaktayken,günümüzde sadece kansere neden olan bu tümör kesiti alınarak hastalığın tedavisinde bu yol daha çok tercih edilebilmektedir.

4-Kemoterapi: İlaç tedavisi,hastanın durumuna göre programlı olarak vucutta uygulanıp,tedavinin çok düzenli yapılabilmesi de ayrıca önemlidir.Eskiden bu yöntem,tüm vücuda uygulanıp,yalnızca kanserli hücrelerin (Tümörün) alınıp yok edilmesi yoluna gidilirdi.Ama günümüzde,kanserli hücre sayısı/bölgesi/organı özel olarak da içine alabilecek olan,çok özel kemoterapiyle tedavi olanakları da uygulanabimektedir.

5-Işın tedavisi: Tümör alınan hastalıklı bölgeye ışın tedavisi uygulanıyor.

6-Beslenme şekli: Kansere yakalanan hasta,yoğurt (Yayla) çorbası,domates çorbası,vb.daha çok çorbaların ağırlıklı olmayıp da karbonhidrat ve protein ağırlıklı olarak,dengeli beslenmenin (Örneğin,ızgara yemekleri çeşitleri,biftek,şiş,köfte,balık,tavuk,vb.) yani çok iyi ve kaliteli olan gıdaların,sebze,meyve,vb.ile birlikte alınması sağlanarak yapılması yoluna gidilmelidir.Ayrıca,yeterli istirahat,yeterli temiz hava alınması da sağlanmalı,gerektiğinde dinlenebilmeli,hareket de edebilmesi ayrıca sağlanabilmelidir.Fazla şişmanlamamaya,normal kiloda kalabilmeye de ayrıca özen gösterilebilmelidir.

Günümüzde kansere yakalanma konusunda doktorlar tek bir neden üzerinde durmuyor.Tek bir nedenin kanseri tetikleyip de ortaya çıkarabilmede etkisiz olduğuna inanıyor ve bunu açıklıkla da dile getiriyorlar.Tek bir neden olarak da örneğin,yalnızca sigara içmeyi ele alalım.Günde 2 paket sigara içen birisinin,sadece başta akciğer kanserine,gırtlak kanserine yakalanma oranı,diğer hiç içmeyenlere göre fazla olarak yükseliyor.Ama kesin olacağını da peşin olarak söyleyemiyoruz. Diğer nedenlerin de bu işin içine girmesi gerekiyor.Örneğin Çernobil nükleer santralindeki radyasyonlu serpintileri,daha önceden yakın bölgede kalarak nüfus eden birisi,devamlı plastik bardak,tabak ve çatallarla da yemek yemiş,1 haftalık bayat yemekleri yemeyi sürekli alışkanlık edinmiş,flüoresan lambaların,çok yakınında,yakın mesafeden,armatürsüz,filtresiz olarak,direkt açık lambanın bu ultraviyole ışınlarına,maruz kalmışsa,güneşte her zaman tehlikeli saatlerde,korunma faktörsüz,etkisiz olan güneş kremleriyle,güneşle teması da çok fazla olmuşsa,mesleği icabı,her an zararlı manyetik alanların,baz istasyonlarının,YG hatlarının,Şebeke elektrik dağıtım trafolarının yakınında,direk yoğun mağnetik veya elektromanyetik alanlarına maruz kalmışsa,hareketsizlik de bunlarla birleşmişse,vb,kansere yakalanma olasılğı da çok fazla yükseliyor.

*Son günlerde,obezite (Aşırı şişmanlık),şeker ve tuzun aşırı olarak gereginden çok fazla tüketiminin, kanserin bir tetikleyicisi de olabildiği,sıvı yağlardan doktorlar tarafından tavsiye edilen yağ çeşidinin zeytinyağı olduğu tıp çevrelerinde bahsedilmektedir.Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:

Forum istatistikleri

Konular
128,349
Mesajlar
916,912
Kullanıcılar
450,199
Son üye
NCA0

Yeni konular

Geri
Üst