Iş hayatı, kim haklı kim haksız

el_emek

Katılımcı Üye
Katılım
19 Eki 2008
Mesajlar
617
Puanları
56
İşsizlik oranının bu boyutlara ulaşması sadece iş beğenmemezlik olarak tanımlanamayacağı görüşündeyim, çözüm için iş dünyası ile üniversiteler arasındaki arz talep dengesinin kurulması ve yetişmiş teknik ara eleman ihtiyacına yönelik bir eğitim sistemi üzerine odaklanılması gerektiğini düşünüyorum.
 
herkes karşı tarafı suçluyor, herkes kendine göre haklı. ama sorunlar bitmiyor, kim çözecek nasıl çözecek belli değil.
https://www.independentturkish.com/node/108916/ekonomi̇/iş-beğenmemezlik-mi-var-yoksa-patronların-beklentileri-mi-çok-yüksek

bana geçinecek parayı versinler ,

patronlar geri kalan para ile mezar banka yatırımlarına devam etsinler , parayı yesinler ,yardım yapsınlar , ne yapacaklarsa.

beğenmeme durumunu genel açıklama şeklinde değil .
1 evinin işe uzaklığı
2 iş arayanın yaşı
3 vs gibi uzar gider .
istatislik yapılmış mı ?
ne göre kime göre

diğer patronlar durumu .
gel çalış , kafadan askeri ücret .

burada her şeyde olmak üzere dengenin önemi !!!
 
Son düzenleme:
Sorunun köküne inmeden yapılacak her türlü düzeltme girişimi ancak günü kurtarır. Samimiyetle bu sorunu baltayla kökünden kesip atacak akılcı ve cesur siyasi hamleler yapılması gerekir.

Öncelikle dengesiz nüfus artışının önüne geçilip nüfus politikası geliştirilmelidir. Bir ülkenin kısıtlı imkanlarına şöyle basit bir örnek verilebilir; Sizin 10 kişilik aileniz var, ama siz akşam eve ancak 4 kişilik ekmek alabiliyorsunuz. Bu evde açlığın baş göstermesi çok doğaldır.

İnsanların üremesinde birçok çiftin bilinçsizce ve hesap etmeden çocuk sahibi olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. İnsanlar bilinçsizce ürerken, üreyenin hayatta kalması için gereken ihtiyaçları da hesaba katılmıyor. He! Allah hepsine uzun ömür versin ve cümlesinin bahtı güzel olsun temennilerinde bulunuyoruz ama gelin görün ki bu iş Allah'a havale etmekle çözülmüyor mâlesef. Demekki bireyler olarak bize çok ciddi görevler düşüyor.

Şu bir gerçektir, tüketime dayalı endüstriler medyatik araçlar vasıtasıyla geçmişten, insanlığından ve özünden kopuk bir nesil yetiştirdi. Gençler yıllarca bürokratik işlere özendirilip ailelerin de bilinçsiz baskılarıyla "sırtını kamu kapılarına dayamak" için zihinsel olarak biçimlendirildiler. Bunun yanında insanı insan yapan en temel ihtiyaçlarımız olan yeme-içme, giyinme, barınma gibi önemli endüstrilerden uzaklaştırılıp, üretimi bitme noktasına getirdiler. Gençlerimizin bilinçaltı çocukluk çağında tarla, sanayii ve inşaat gibi esas ihtiyaçlardan kopuk, hayatı yalnızca dış görünümle değerlendirebilecek, savunma ve mücadele mekanizması zayıflatılmış, paçavra öğreti ve hesapsız aile dayatmalarıyla şekillendirildi.

İşsizlik ile ilgili olumsuz yorumlar yapanlara derimki; dönüp aynaya bir daha bir daha bakın, tarlaya ne ektiniz de ne bekliyorsunuz. Haysiyetli insan, sonuçlar sadece olumlu olduğunda değil olumsuz sonuçlarda da sorumluluk hisseden kişidir. Gençleri suçlamak yerine önce bu durumdan kendimizin sorumlu olduğunu hatırlamamız gerekir.

Şunu da belirtmek gerekir; faydasız endüstrinin icatlarına veya iyi model bir arabaya sahip olamamak da gençlerin gözünde bir yokluk-yoksulluk olarak imgeleniyor. Faydasız endüstriyel ürünlerin tüketimini sağlayabilecek ekonomik koşullardan mahrum olmak da gençler için bir utanç, ayıplanacak veya sınıf farkı oluşturacak bir statü olarak kabul ediliyor. Gençlerimiz, bunun bir gerçeklik olmadığını, insanı değerli kılan tek şeyin onun düzgün kişiliği olduğunu bilmeli. İnsana değer katan şey, sahip olduğu mal varlığı veya eğitimi değil, örnek kişiliğidir.

Tarlada, sanayiide, inşaatta çalışan insanlar büyük insanlardır. Onlar insanların yaşamsal ihtiyaçlarını üretirler.

"Pek çok insan hoşlanmadığı insanları etkilemek ve istemediği şeyleri almak için henüz kazanmadığı paraları harcarlar"
Will Rogers
 
Her kesim kendi tarafından olaya bakıyor. Aslında genel olarak geniş açıdan bakmak lazım. Sonuçta eğitim-öğretim meslek edinme amaçlıdır. 12 sene okul sonucu herhangi bir meslek edinilmeyen düz ve anadolu lisesi mezunlarının tek hedefi var, üniversiteye, hem de iyi bir bölüme yerleşmek ve oradan mezun olmak. Hedef bu! Yani meslek ve iş sahibi olmak değil. Zaten bir çoğu da gerçekten istediği ya da kabiliyeti (bunun tespiti yapılmıyor maalesef) olan bölüme değil tutturabildiği bölüme yerleşir. Sonunda da üniversite diplomalı taksici olur. Aslında yeter ki iş olsun. Yani para kazandıracak ve severek yapılacak iş, insanı, dolaysıyla toplumu mutlu eder. Benim naçizane görüşüm; yapılacak 10, 20, 30 ve 50 senelik projeksiyonlara göre, liselerin tamamen, sağlık, ticaret, güvenlik, güzel sanatlar, edebiyat, sosyal, teknik, yapı, metal, gıda, tarım, ziraat, üretim-imalat vb. mesleklere yönelik olması ve buradan mezunların branşlarına göre iş bulma imkanı olmalı. Bir üst seviyeye tahsil etmek isteyenlerin de mezun olduğu lisenin alanına göre üniversiteye yerleşmesi veya oradan akademik kariyer imkanı bulabilmesi. Burada sağlıkla ilgili temel bilgileri aldıkları sağlık liseleri varken güzel sanatlardan ya da sosyal bilimler bölümünden mezunların tıp fakültesine yönlendirilmemeleri için eskiden olduğu gibi alan puanı ile avantaj sağlaması (belki tıp istemiyordur da sağlık lisesine gitmiştir ya da tıp istiyor da sosyal bilimler lisesi okumuştur gibi). Kabiliyetine, karakterine göre sevdiği işi meslek edinmiş bireyler iş hayatında daha başarılı ve mutlu olacaklardır. Başarılı kişiler ülkenin başarısını daha hızlı yukarılara taşıyacak, mutlu kişilerden oluşan toplum da başarılı, huzurlu, mutlu ve müreffeh olacaktır.
 
Köyün çobanı Tek Kişi olursa... Sürüden baş kaldıran koyunu kurt kapar..
Tek hücreli bir canlıyı çok hücreli bir canlıya dönüştürmeye çalışan bir ekip var 100 kişi. tek hücreli canlıları çoğaltan bir ekip var Binlerce .
 
cevabı buldum: parası ve gücü olan her zaman haklı.
bu arada yeni asgari ücret açıklandı, vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
 
cevabı buldum: parası ve gücü olan her zaman haklı.
bu arada yeni asgari ücret açıklandı, vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
ne para be harca harca bitmez bari işçi sendikalarının önerdiği en alt seviyeye yaklaşabilselerdi yarın cumhurbaşkanı 100 tl de ben artırıyorum derse hiç şaşırmam
 

Forum istatistikleri

Konular
128,179
Mesajlar
915,658
Kullanıcılar
449,940
Son üye
yavuzturan

Yeni konular

Geri
Üst