Kompakt / Yapıştırmalı Kazanlar

kanyak

Uzman Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
1,945
Puanları
244
Arkadaşlar üretimi gittikçe artan Çamaşır makinelerinde Yapıştırmalı kazanlar için çözüm üreten , bilen bulan varmı? Çok yeni makinalar 5 liralık rulman Rulman yüzünden hurdaya gidiyor.
 
evet kazanı yapıştığı yerden ince bir testere ile komple kesip sorada kestiğiniz kısma slikon sürüp kenarlarından vidalamak sureti ile kapatmak başkada çözüm yok gibi şimdilik bu anlattığımı ariston kazanda yaptım ben birkaç kez..
 
Profilo CMO800K da denedim bugün olmadı. deli gibi ısıtıp yapıştırmışlar amortisör pimleri bile yapışma onları da kesmek gerekiyor o zaman tekrar takılışda problem çıkartacak bende kartını alıp hurdaya salladım :)
 
bence aynı cevat ustanın dediği gibi yapıyorum bi problem çıkmıyor randıman verıyor yanı
 
Bugün 6 kg kapasiteli ACM 2070 model makinanın kazanını CMO800k model 5 kg ürüne taktım ve sorunsuz uydu. sadece ısıtıcı yeri farklı olduğu için ısıtıcı kabloları yetişmedi.
 
Evet ACM2070 ile CM0800 peş peşe piyasadalardı zaten, kasaları vs aynı. 2070 varken neden 0800 gibi saçma bir seriye geçtiler ben de anlamıyorum. Darbe emici sistemleri vs hiç başarılı olmayan makineler zaten. Cihaz alırken soranlara 5kg seriyi tavsiye etmiyorum hiçbir zaman. Tüketiciler biraz bilinçli olup talebi kesseler üreticiler de arzı değiştirse, ama nerde. Tamburlar gittikçe küçülüyor, çamaşır makineleri kullan-at tarzına ilerliyor.
 
candogan62:
Sizin ilk defa bosch ürünlerinden birini eleştirdiginizi görüyorum.
Her firmanın yaptıgı gibi tutulan modeller kalitesi biraz daha basitleştirilerek yeni model KAŞESİ ile NEW seri reklamı ile piyasaya sürülüyor .
Şu da bir gerçek ki avrupada en kalitesiz bosch modelleri ülkemizden çıkıyor.
 
Yok Alfa Romeo ustam ben markacı değilimdir. Ne iyiyse onu alırım veya tavsiye ederim.

Bosch'un ülkemizde daha düşük kaliteyle çıktığı doğru ancak en düşük kalite olduğunu düşünmüyorum. Örneğin Polonya'dan gelen modeller de vardı zamanında, onların daha da kalitesiz olduğunu gözlemlemişimdir.

Bosch'un ülkemizde en kalitesiz olarak ürettiği ürünler ise buzdolapları. Hele no frostlar her yönüyle dökülüyor. Şu ana kadar Bosch grubundan buzdolabı alacak yüzlerce insanı vazgeçirip Kore menşeili olan Samsung ve LG'ye yönlendirmişliğim vardır. Zaten Bosch'un şu an satılan hiçbir buzdolabının orijinal Bosch ile ilgisi yok diyebilirim. Eski Samsung teknolojisi temelli Profilo ürünlerinin geliştirilmiş hali diyebiliriz. Asıl Alman Bosch soğutucuların izi Arçelik'in 1990'lardaki tropikal serisi buzdolaplarında görülüyordu. Onların da çoğu halen taş gibi çalışmaktalar. (325, 385, 425, 485T serisinden bahsediyorum)

Yoksa benim hiçbir firma ile bağım yok, mesleğim de beyaz eşya işi değil ama çocukluk yaşlarımdan gelen büyük merakım ve hobim var. Tüm bildiklerim bireysel araştırmalarıma ve merakıma dayanıyor.

Beğendiğim ürünlerin Bosch ağırlıklı olduğu doğru, bunun sebebi de Bosch'un ülkemizde ürünlerini en yaygın olarak satan 1. yabancı firma olmasıdır.

Örneğin ülkemiz Profilo yüzünden 90'lardaki orijinal AEG Çamaşır makinelerini hiçbir zaman göremedi. Avrupa 1400 devirli, sensortronic AEG'leri kullanırken biz Arçelik ile rekabet etmek için günden güne özellikleri sadeleşen ve basitleşen Lavamat serisiyle yüz yüze kaldık. Electrolux de çok iyi bir firma ama ülkemize sadece 3. sınıf ürünleri geliyor, 1. sınıf ürünlerin sayısı az ve çok pahalılar.(Araştıran Electrolux'ün çok değişken kalitelerde ürün yaptığını bilir)

Miele deseniz keza öyle, bizim burada Bosch aldığımız fiyata Avrupa'lılar rahatlıkla Miele alabiliyorlar.

Ben Türkiye'deki beyaz eşya piyasasının böyle yalın ve günü kurtarma odaklı olmasını maalesef Arçelik'e, ardından da Vestel'e bağlıyorum. 90'lı yıllar zaten tüketicinin Profilo ve Arçelik tarafından uyutulması, 2 liralık malın 10 liraya satılmasıyla geçti. O yılları hatırlarsanız tüketiciler ürünlerin tüketim ve ses değerlerine, sarsıntı emme başarısına, ön yıkamadan sonra sıkma yapıp yapmadığına, program sürelerine vs değil kaç devirli ve çift su girişli olup olmadığına bakıyorlardı. Çünkü üreticilerce tüketicinin gözüne sokulan özellikler sadece bunlardı.

Şimdi de Samsung Çin menşeili küçücük tamburlu makineleri ile piyasayı esir almış durumda. Türkiye yine Bosch, Miele, Bauknecht, Electrolux ve Gorenje'nin üst sınıf alınası makinelerinden mahrum. Onların yerine aynı fiyatta kaportası 2 günde dökülüp 3 senede rulman dağıtan Arçelik'ler var günümüzde :) Anca yabancı sitelerden ağzım açık izlemekle yetinebiliyorum güzelim makineleri.

Kısacası Türk halkı hiçbir zaman hakettiği değerde güzel beyaz eşyalara ucuza kavuşamadı. Ya yabancı firmaların stok erittiği, ya da yerli firmaların fiyatını haketmeyecek kalitesiz ürünlerini altın pahasına sattığı bir pazar olduk.

Bu yüzden Avrupa'da sayılı ve marka değerini taşıyamayacak kadar düşük performanslı olan Bosch A serisinin Türkiye'de pastanın en büyük payı kapmasına şaşırmıyorum. Ne diyelim inşallah güzel ürünleri makul fiyatlarla görebiliriz ülkemizde. Hem kullanır hem de öneririm.

Çok uzun yazdım kusuruma bakmayın, sadece bir iç dökme oldu :) Çamaşır makinesi piyasası artık laptop veya cep telefonu piyasası gibi oldu. Tüm performans değerleri adece kağıt üzerinde. Yok 12 dakikada çamaşır yıkıyormuş(60lt kazanda 2 kg çamaşırı dengelemesi 20 dakika alır zaten :) ) , yok A sınıfından %50 tasarrufluymuş, yok 9 kilogram kapasiteliymiş. Bunlar pratik kullanımda asla kanıtlanmayacak boş reklam cümleleri. Tüketiciler de anca buna bakıyor.
 
Şunu da ekleyeyim. Bazı okuyan forumdaşlarımız bana neden Arçelik'e yükleniyorsun diyebilirler. Yüklerinim, çünkü ülkemin markası, istese çok iyi şeylere imza atabilecek bir firma.
Ben 5500E gibi kaliteli, kullanışlı, zamanının bir harikası olarak nitelendirebileceğim bir makinenin ardından 3650 vs. gibi saçma sapan bir seriyi üretmesini kaldıramıyorum. Direct Drive'ı bulup eline yüzüne bulaştırması, sonra LG'nin bu teknolojiyle harikalar yaratmasını kaldıramıyorum. Electrolux'ün 1992 model makinelerinde kullandığı Jetsystem teknolojisini 2003 yılında biz icat ettik edasıyla çarşaf çarşaf reklam yapıp Türk halkını enayi konumuna düşürmesini, elin İngiliz'ine 400TL'e sattığı ürünü ülkemizde 800-900TL'ye satmasını, başka firma 15 dakika program icadını bulunca 14 dakikasını yapıp Dünya rekoru bizde diye saçma sapan noktalarla kendini öne atmasını hazmedemiyorum. Çok iyi şeyler yapabilecekken sadece para kazanma amaçlı bu tarz politika izlemesinden dolayı Arçelik'e maalesef ısınamıyorum.
 
tüm herşey satış politikası , maliyet , arz talep meselesi. marka vermiyeceğim ancak 1500 liralık çamaşır makinesi yılda 1000 det satıyor ise 600 liralık makine 100.000 adet satıyor. sonra da diyoruz ki filanca marka kaliteyi bozdu. bre insan sen 3 kuruşluk makine almışsın , daha ne çamur atarsın. candogan kardeşim sözüm sana değil. Çok çok kaliteli ürünlerimiz var ancak bu firmaya para kazandırmıyor. Tüm firma aynı yolu izliyor. aynı işi daha ucuza daha az maliyet ile nasıl yaparım. ucuza mal edip daha çok satılan ürün daha çok para kazandırıyor. milletin alım gücü belli. kalitesiz ürünleri piyasadan toplayın 2000 liranın altında ürün kalmaz
 

Forum istatistikleri

Konular
128,153
Mesajlar
915,486
Kullanıcılar
449,895
Son üye
HalilKonec

Yeni konular

Geri
Üst