JAPONYA NASIL SANAYİ DEVİ OLDU.....

İşçi Mühendis

Profesyonel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
1,757
Puanları
956
Japonya’daki eski köyler bizim köylere benzer, halk arasında büyük birlik ve dayanışma vardır. Kalkınma sürecinde olan Japonya’da köylerin durumu içler acısıydı, askeri alanda gelişen teknoloji, sivil halka ve köylere bir katkı sağlamadığından, ilkel aletlerle zanaat yapılıyordu. İşte Japon endüstrisi bu işyerlerinde dünyaya gözlerini açtı. Son derece açıkgöz (ama dürüst) ve zeki ustalar, büyük endüstri ülkelerinin ürünlerini ithal edip bunları parçalarına ayırarak nasıl yapıldığına baktılar ve benzerlerini asıllarından çok daha fazla emek harcayarak meydana getirdiler. Bizde asırlardır süregelmiş el sanayi, Avrupa mallarının ucuzluğu ve üstünlüğü karşısında çöküp giderken, Japonlar yeni karşılaştıkları ve öğrendikleri makine endüstrisini üretmeye dört elle sarıldılar. Kısa bir zamanda bu ilkel endüstri yuvalarında yapılan mallar, sırf el emeğinin ucuzluğu ve kârın azlığı yüzünden birçok ileri sanayi ülkesinde damping piyasası yapmayı başardı. O yıllarda Avrupa ve Amerika pazarlarında Japon malı bisikletler, oyuncaklar, türlü aletler akıl durduracak ucuzlukta satılıyordu Japonları diğer Asya ülkelerinden ayıran nokta, bu ülkelerin genelde sömürge altındayken, Japonların ilk defa kendileri için çalışan bir ülke haline gelmesiydi. Kazançlar, yatırıma dönüşüyor ve halkın yaşam düzeyinde bir gelişme olmazken, her şey sanki sanayiinin kalkınmasına adanmış gibi ilerliyordu. Bunun doğal sonucu olarak da halk için daha fazla iş imkânı doğuyor ve işsizlik azalıyordu, ekonomide ise üretimin artmasıyla, ihracat – ithalat dengesi sağlanmaya başlamıştı. Japonlar üretmek zorundaydı, zira nüfus hızla artıyor ve zaten tarıma elverişli olmayan ülkede temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak için dışa bağımlılık da artıyordu. Bu süreç Japonlar için çok sıkıntılı ve sancılı olmuştur; zira her şey, çalışmak üzerine kurulmuştur. Ne var ki, bu kalkınma döneminde özel sektör, bilinçli devlet kurumu gibi davranmıştır. Bizdeki gibi vergi kaçırmayı, servet teşhirini ve çalışanların boğazından kesilmiş milyonları gösteriş için savurmayı marifet sayan bir zihniyet, Japon endüstrisinin genel kuralı olmamıştır. Köyden kalkınan Japon endüstrisi, kısa sürede bütün dünyada tanınan markalar haline gelmiştir. Honda, Toyota, Bridgestone, bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Bu arada şu gerçeği de göz ardı etmemek gerekir: Japonlar millet olarak asırlar boyu dışarıdan karışıma uğramamış bir gen havuzuna sahiptirler. Diğer bir ifadeyle, değişik ırkların karışımı söz konusu değildir, bunun sosyal sonucu ise, aynı düşünce yapısını paylaşan, aynı şekilde davranan, bir toplumun var olmasıdır. Bu, netice olarak birlik, beraberlik, takım çalışması gibi kavramların gelişmesine sebep olurken aynı etnik, yani genetik yapıya sahip olan insanların arasında siyasi ve toplumsal uzlaşmanın hep var olması sonucunu doğurmuştur. Bir Japon Profesör, bu konudaki görüşünü şöyle dile getirmişti; “Japonlar kişisel olarak ‘ben’ diyemezler, onun yerine ‘biz’ derler, hep bir gruba ait olmak isterler. Bilim alanında büyük kişisel çalışma pek çıkmaz Japonlar arasından, onun yerine takım çalışmasının sonucu olan uygulamalı bilimler ve teknoloji açısından iyi çalışmalar söz konusudur.”
Bu nedenle, Japonya’da temel bilimler, fizik, kimya, biyoloji alanında Nobel ödüllü çok az sayıda çalışma varken, teknoloji harikası çalışmalar batıyı da geride bırakmaktadır.
Japonya’nın Kalkınma Modeli
Japonya’nın 1800’lerin son yıllarından itibaren planlı ve programlı bir şekilde değişik dönemlerde uyguladığı kalkınma stratejisinin kaba özelliklerini şu şekilde toparlamak mümkündür: Öncelikle tüketimi kısıcı politikalar uygulanırken, sosyal güvenlik ve sosyal alt yapı ihmal edilmiştir. Devlet yatırımları ve özel sektör yatırımlarına destek önemli rol oynamıştır. Doğrudan verimli olan makine yatırımlarına öncelik verilmiş ve yatırımlar için gerekli olan fonlar başlangıçta toprak ve tarım reformu ile tarımdaki fedakârlıklarla temin edilmiştir. Daha sonraları ise tüketimi kısıcı politikaların da etkisi ile yüksek tasarruf oranı sağlanmış ve bu sayede özel finans kurumları yeterli miktarda fonu yatırımlara yönlendirebilmişlerdir. Eğitime büyük fon ayrılmış, böylece yetişmiş işgücü artırılırken işgücünün arz elastikiyeti sağlanmıştır. Sosyal barış ve uygulanan kalkınma politikalarına halkın desteği, milli sorunlarda birlik yanında, grup halinde disiplinli ve sonsuz bir irade gücü ile çalışmanın toplumsal özellik haline getirilmesi sayesinde sağlanmıştır.
Japonya’nın kalkınması incelendiğinde şu dönemlere ayrıldığı görülür
1. Geçiş Dönemi (1868-1885)
2. Modern Ekonomik Gelişmenin Başlaması (1886-1905)
3. Yapısal Oluşum Dönemi (1905-1930)
4. Politik Olaylar Dönemi (1930-1953)
5. Yeniden Doğuş Dönemi 1953 yılından Sonrası
Takım ruhu ve ben yerine bizlerle hareket etme, Japonya’ya bu gün dünyanın süper devleti olma onurunu vermiştir. Hem kendi öz kültürlerine sıkı sıkıya bağlı, ahlak erozyonundan uzak, aile yapısı bozulmadan. Bu gün kıt kaynaklarla olmaz denecek teknolojik başarılara imza atan Japon Halkı, Türkiye’ye de güzel bir örnek olmalı.

www.minikjaponya.com sitesinden alıntıdır......
 

Forum istatistikleri

Konular
128,135
Mesajlar
915,326
Kullanıcılar
449,856
Son üye
teslasarmali

Yeni konular

Geri
Üst