Hiç biri tabi ki.... Ama şıklara niye N. Tesla'yı belirtmediniz... Herkes maalesef bilmez ama o,tarihin gelmiş geçmiş en iyi elk. mühendisidir.
 
Zaman rölesi bir diğer ifade ile zaman saati adı verilen sistem süresi belli olan bir aralıkta araya girmesi veya çıkması amaçlanan elektrik sisteminin kontrol edilmesinde kullanılmak için tasarlanmıştır.
İyi bir topraklama değeri sıfıra ohm'a yakın olan değerdir. Fakat her işte olduğu topraklamadada maliyetler önemli, onun için iyi bir topraklama değeri izin verilen değerler içinde olandır.
yukarıda da belirtilmiş bir iki şey de ben karalıyayım bu gecenin kör vaktinde :). efendim günümüzde genel olarak üretilen a.a 'mı bir deli olan :) tesla bulmuştur. a.a' nın üretilmesi,taşıması yönlerinden uygun olduğunu anlatabilmek için çalışmış çırpınmış hatta bir fuarda 300 tane lambaya kendini seri bağlayarak lambaların yanmasını sağlamış görenleri hayretler düşürmüştür.ama onun şansızlığı elektrik hususunda edison olacak şahısla tanışmasıyla olmuştur.neden diyecek olursanız edison, teslayı çalışmaları,zekası nedeniyle kıskanmış,ayağını kaydırmak için neler nelerrr yapmıştır. edison,yaptığı şeylerin sonucunda bugün elektriği bulan adam diye(kendisi amerikalıdır) tarihin beyaz sayfalarında kara kalemlerle yazılıp anılırken, tesla ise(yanlış hatırlamıyorsam yugoslav) tarihin beyaz sayfalarında altın harflerle ve de kimsenin de pek bilmediği biçimde desem yanlış olmaz herhalde yerini almış ve arada yiğidi öldürüp hakkını yememek adına anılmakta :)
 
eski yunanda doğan; felsefenin derin düşüncenin merakın sonucudur elektrik. elektrikiğin varlığını ilk gözlemleyen bilgin thales olmuştur.
 
Yıllar boyunca elektrik bilim adamları için zor bir konu olmuştur. Mevcut olduğu uzun zamandan beri bilinmesine rağmen, eski insanlar elektriğin tam olarak ne olduğunu açıklamakta büyük zorluk çekmiştir.

Binlerce yıl önce, insanlar sarı amberin sürtünme sonucu birçok hafif cisimleri çektiğini anlamıştır. Eskiçağda insanlar bazı hayvanlarda elektrik bulunduğunu görmüş, hatta bazı hastalıkları tedavi etmek için torpil balığında görülen elektrik yükü boşalmasını kullanmayı bile denemiştir.

Cisimlerin elektrik özelliğinden faydalanılan pusulayı ilk kullananların Çin'liler olduğu sanılmaktadır. Çin'li general Huang-ti, mıknatıs özelliğe sahip taşların yüklü olduğu bir kayığın sürekli kuzeye doğru yöneldiğini fark etmiştir. Bu gözlem sonucunda taş ve tahta parçaları ile basit bir düzenek yaparak, bu düzeneği kuzey yönünü bulmak için kullanmıştır. Han hanedanlığı zamanında Çinli komutanların bu pusulayı sık sık kullandıkları sanılmaktadır.

Ortaçağda bu alanda fazla bir yenilik olmamıştır.

1600 yıllarında İngiliz fizikçisi William Gilbert, kükürt ve reçine gibi bazı maddelerin amberle aynı özellikleri taşıdıklarını, metaller gibi bazı maddelerin ise elektriklenmediklerini ortaya koymuştur.

17. yüzyılın ortalarında, Alman fizikçisi Otto von Guericke, elektrikli cisimlerin benzer yüklü maddeler tarafından itildiğini saptamış ve 1660ta elektrik kıvılcımlarının gözlenmesini sağlayan Elektrostatik makineyi icat etmiştir. Otto von Guericke elektriği ıslak bir tel yardımıyla kısa mesafelerde de olsa taşımayı başarmıştır.

18. yüzyılda, elektrik konusundaki ard arda gelen gelişmeleri insanlar hayranlıkla izlemişlerdir. Statik elektrik üreteçleri gösterilerde sık sık sergilenmiştir. Hollandalı matematik öğretmeni Pieter Van Musschenbroek, "Leyden Kavanozu" adı ile anılan bir saklama kabını keşfederek elektriğin saklanabileceğini göstermiştir. Bu kavanoz televizyon, bilgisayar, kamera gibi günümüzde kullanılan modern araçların elektronik devrelerinde kullanılan sığaçların (kapasitör) atası olarak kabul edilmektedir.

Ben Franklin 1752 yılında meşhur uçurtma deneyini yapmıştır. Fırtına başlamak üzereyken, uçurtmasının tepe noktasına kadar bağladığı tel yardımıyla havalanmasını sağlamış, telin ucuna da bir metal anahtar asmış, anahtarın ucuna da bir "Linden Kavanozu" yerleştirmiştir. Yağmur ipi ıslatınca tel iletken hale gelmiş, telden akan elektrik akımı yardımıyla "Linden Kavanozunu" durağan elektrik ile doldurmuştur.

1770'lerin sonlarında ve 1780'lerin başlarında iki İtalyan profesör ilginç buluşlar yapmıştır. İtalyan profesör Luigi Halvani, ölü kurbağaların bacaklarının elektrik makineleri yanında getirildiklerinde kasıldığını keşfetmiştir. Bu gözlemini doğrulamak için deneyler yapmış ve kurbağanın sinir hücrelerinin elektrik taşıdığını düşünmüştür. Diğer bir İtalyan profesör olan Alessandro Volta, bugün bildiğimiz anlamda pilleri ilk kez icat etmiştir. Üst üste dizilmiş kurşun tabakalar, asit veya tuza banılmış kağıtlar ve bakır kullanarak ilk pil düzeneğini yapmış, elektriğin saklanıp kontrollü bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.

Elektrik alanında en büyük buluşlardan birini 1785 yılında Coulomb gerçekleştirmiştir. Coulomb birbirleriyle farklı elektrik yüküne sahip cisimlerin arasındaki çekim kuvvetlerini ölçüp, soyut elektrik kavramına elektrik miktarı ya da elektrik yükü adı verilen kesin olarak ölçülebilir bir büyüklüğün denk düştüğünü göstermiştir.

19.yüzyılın ilk yarısında, Micahel Faraday, İngiltere'de elektrik ve mıknatıs bilimi üzerine deneyler gerçekleştirmiş, ve yaptığı çalışmalar motor, jeneratör, transformatör, telgraf ve telefon gibi modern buluşların yapılmasına yol açmıştır. Faraday ayrıca bugün sıkça kullanılan katot, anot, iyon, elektrot gibi kelimelerin de türetilmesini sağlamıştır. Faraday'ın elektromanyetik irkilim (indüksiyon) ilkeleri bugün elektrik santrallerinde elektrik üretmek için kullanılmaktadır

Daha sonra bütün bu sonuçlar Laplace, Poisson ve Gauss gibi bilim adamları tarafından tarafından 19. yüzyıl başlarında denklem haline getirilmiş ve 1897 yılında Thomsonun elektronu bulması ile söz konusu deneysel sonuçların büyük bir bölümünün açıklanmasını sağlanmıştır.

Fransız bilim adamı Andre Ampere, elektrik akımının ölçülmesine büyük katkılar yapmıştır. Amerikalı bilim adamı Joseph Henry, elektromanyetik irkilim (indüksiyon) üzerine çalışmalar gerçekleştirmiştir. Karl Gauss elektromanyetik irkilimin ölçülmesi için kullanılacak birimleri oluşturmuştur. Alman bilim adamı Georg Ohm, voltaj, akım ve direnç arasındaki ilişkiyi bulmuştur. Biz bu ilişkiye Ohm Yasası adını vermekteyiz.
 
Eski Yunan döneminde Milet'te (Anadolu, Aydın civarında eski yerleşim yeri) yaşayan Thales (M.Ö. 624 - M.Ö. 546) de doğayla ilgili araştırmalar yaparken kehribarın yünle ovulduğunda tüy ve saman gibi hafif maddeleri kendine çektiğini, uzun süreli ovmalarda ise insan vücuduna yaklaştırıldığında küçük kıvılcımlar çıkardığını farkedip bazı araştırmalarda bulunmuştu.[1] Deneyleri sonucunda hasır ve buna benzer maddelerin de aynı özelliği gösterdiğini gözlemledi. Tales'in incelediği şey bugünkü statik elektrikti ve insanlık tarihinde statik elektrikten ilk söz edilmesi Tales'in yaşadığı Eski Yunan dönemine rastgelmektedir.

vikipediden alıntıdır...
 
kullandığımız alternatif akımı bulan geliştiren ve bugünkü haline getiren mucit nikola tesladır.edison bile bu muciti kıskanmış ve alternatif akımın kullanılamayacağı yolunda yoğun kampanyalar yapmıştır.ama en sonunda oda kabul etmiş ve bir aracı(westinghouse)yardımıyla patentini almıştır.
 
Arkadaşlar,
Elektriği faraday icat etmiştir. ( Hocaların Hocası Atıf Selçuk hocamın kullakları çınlasın )
 
Orta çağda ve öncesinde İngiliz ve Fransız dillerinde kehribar arapçadan alınmış amber sözcüğüyle karşılanıyordu, üniversitelerde latince ve yunanca kökenli kelimeler kullanılması nedeniyle yeni bir kavramı tanımlamak için yunanaca elektron sözcüğü yakıştırılmıştır yani eski yunanlı birine electron derseniz elektriği anlamaz kehribarı anlar.
Aslında soruyu "ac elektiriği kim buldu?" gibi daha özelde sormak net cevap bulacaktı, fakat "elektiği kim buldu?" şekliyle kavram kargaşasına yolaçıyor. Elektriksel etkiyi gözlemlemek ile onu keşfetmek arasında fark vardır. Thales bunu gözlemlemişte ne tür bir uygulamada kullanmıştır? eğer baz olarak gözlemleme veya tespit yeterliyse, soğuk iklimlerde yaşayan bir eski çağ çobanın yün kazağını çıkarırken bu olayı gözlemlemesi daha yüksek bir olasılıktır, muhtemelen bunu doğal karşılamış ve önemsememiştir.Bu anlamda statik elektriği gözlemlemek bir keşif olarak sayılmamalı.Bu durumda ilk yıldırıma tanık olan kişinin yıldırıma ne ad verdiyse elektrik için onu kullanmak gerekmektedir.
Yazılamayan şanssız tarihi bir yana bırakırsak günümüzde elde edebildimiz en somut kanıt Iraktaki kazılarda bulunan ve Sümerlilere dayandırılan bir çömlektir.Bu çömlek içine biri bakır, biri demir iki metal monte edilmiştir.Bu kabın içine bu metaller gibi o devirde kullanıldığını bildiğimiz sirke, şarap, tuzlu su gibi maddelerden birini doldurursanız bügün bildiğiniz basit voltaik pili yapmış olursunuz, bunladan bir kaçını telle seri bağladığınızda voltajı arttırabilir ve o devirde belki altın kaplama, belki sihirbazlık gösterilerinde kullanmak için yararlanabilinirdi.Bu çömleği bu şekilde tasarlamanın o devire göre başka bir amacı yok. Tanımlı, biliçli , gerçek anlamda fayda sağlayan bir keşif .Belki başka kültürlere aktarıldı, belki de sır olarak toprak altında kaldı.
 
Benjamin Franklin icat ettiğini duymuştum artı(+) eksi(-) yükler ile ilgili deneyler yaparak elektriğin var olduğunu kanıtlamıştı sanki
 

Yeni mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
127,966
Mesajlar
913,951
Kullanıcılar
449,611
Son üye
ramazansanli@

Yeni konular

Geri
Üst