Düşük frekanslarda elektromanyetik dalga yayacak cihaz.

daha ne vereyim bodrum gibi yerde 2 tane ev 3 tane arsa sahibi olmasını sağladım. yemek yapma özürlüydü, her gün yemeğini yaptım. ellerimle besledim. zaten geldiğinde maydanoz gibiydi, giderken 100 kg ile gönderdim. kimseye hatunumu aç bıraktı dedirtmem.
Hiçbir YAMYAM hatununu aç bırakmaz zaten. Ama onlar daima açtır :D
Bu açlığı yemek ile gideremezsin. Tarla tapan versen de bahçe isterim derler.
Kırmızı ifadeler bana bir ata sözünü hatırlattı.
Besle ... yı.. ... ... Herkesler bilir zaten.
Bizimki ömrü hayatında iyi kalite ayakkabı giymemiş birisiydi.
Bir ara derimod dan bana mesaj gelmişti.
SİZ YAMYAM MÜŞTERİLERİLERİMİZ İÇİN KAMPANYAMIZ VAR diye.
Ben de ihtiyacım olmadığı halde kalkıp gitmiştim. O yıllarda bir ayakkabı 250-300TL gibi satılırdı. Biliyorum takip ederdim hep.
Sonra bizim vatandaşa 1 çift ayakkabı yanında alacağın bir ürün %50 üçüncü ürün şu kadar indirimli derken 1 çift ayakkabı bir çift bot ve bir çift hakiki deri BABET almıştık. Toplam ödediğim ücret 500TL gibi idi.
Bizimki ayakkabıları giydi. Yola düzüldük. İlk tepkisi şu olmuştu.
''CİYYAAKK SANKİ AYAĞIMDA AYAKKABI YOK''
Ne bir vuruntu ne bir darlık ne de bir ağırlık.
İnsan sevdiğinin mutluluğu için elinden gelen herşeyi yapar.
Biz yaptık ta ne oldu.
HAA UNUTMADAN:
Tek özelliği iyi yemek yapmak olsa da, alışılagelmiş lüx yemekler konusunda hiç bilgisi yoktu.
Ne yapsın. Zaar hayatı boyunca kuru kuru beslenmiş, bol bol hamur işi bilirdi.
Eh ben de yamyam olarak iyi makarna yapardım yani.
İtalyan usulü muhtelif soslu makarnalarımın tarifini bile vermiştim de soslar için gerekli harcamalara gudururdu.
 
şimdi hakkını yemeyeyim. çok güzel patates kızartırdı. tarhana-mercimek ve yoğurt çorbasını da çok güzel yapardı. galiba benim hem giritli olmam, hem de usta aşçıların yanında çalışmış olmam, biraz kötü oldu. zaten deniz ürünleri benim işim. hani gençtik o zamanlar hamur açar gözlemeleri bile ellerimle yapardım. sabahları kahvaltıyı yatağa servis ederdim. hey gidi gençlik bee. bir de bodrum'da yaşamanın kötü tarafı var. hatun avukat birde istanbullu olunca yazın evdeki misafirler biraz ağır oluyordu. hani hakimi, savcısı ressamı film yönetmeni ne ararsan geliyor. mecbur mangal sefaları, piknikler filan beni epey ustalaştırdı. ama arkadaşlarımın nefretini kazandım. güzel yemek yapmak hep başa bela. giyim konusunda ben biraz zevksizim. neyse ki hatunlar giydirirdi beni. kuaför kızlar bana manikür pedikür yaparlar, tırnaklarımı cilalardı. 90 lar güzel yıllardı.
 
@kunhe bir gelişme var mı?
 

Forum istatistikleri

Konular
128,163
Mesajlar
915,581
Kullanıcılar
449,922
Son üye
11akif

Yeni konular

Geri
Üst