Bir karşı tez de ben yazayım
.
Günümüzde bir trend var, "bir işi olduğundan en düşük fiyata mal edebilme trendi". Bu amaç uğrunda birçok müşteri satın alacağı ürünü-hizmeti en aza indirmek için tabir caizse kapı kapı geziyor ya da kapısına onlarca kişiyi getiriyor. Excel hesabı gibi, baktı en düşük ürünü-hizmeti kim veriyorsa gidip o kişiden satın alınıyor.
Biz de keşiflerde müşteriye bizden önce gelenlerin verdiği fiyatları sorarız, genellikle çok komik rakamlar çıkar. Sonra aynı işe biz fiyat çıkartırız, en az 2 veya 3 misli rakam çıkar. Fiyat vermek üzere gittiğimiz keşiflerin işlerini genellikle alamayız. Bu tip işler en düşük fiyatı veren arkadaşlarda kalır.
Bir süre sonra aynı müşterinin şikayetleri kulağımıza gelir ya da o müşteri bir şekilde yine bizi çağırır, elbette aynı işi tekrar yaptırmak için. Buna, "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" denir
.
Şimdi siz söyleyin bu müşteri kar mı etti zarar mı etti?
Bir ürünün veya hizmetin ortalama bir bedeli vardır, bir fiyat bu ortalama değerden çok düşükse altında şu nedenler yatar; eğer bu bir ürünse,
-rafta uzun süre beklemiş ve bozulmaya başlamış olabilir, bu elektrikli cihazlar için bile geçerlidir,
-ürünün devamı üretilmeyecektir, bu da arıza veya değişimlerde ek masraflara neden olabilir,
-ürün kullanılmış olabilir,
-ürün taklit olabilir,
-ürün kalitesi bozulmuştur,
-ürün sorunlu bir serii olabilir,
-en iyi ihtimalle satıcı iflas etmiş veya iflas etmek üzere olabilir,
-ya da üründe hiçbir sorun olmadığı halde piyasa değerinin altında satılıyor olabilir vb. Bu da piyasada haksız rekabete neden olur, böyle alışverişlerin tek taraflı kazananı vardır o da müşteridir.
Eğer bu bir hizmetse;
-uygulamada standartların dışına çıkılmıştır,
-kötü işçilik yapılmıştır,
-malzemeden çalınmıştır,
-uygun ekipman kullanılmamıştır (bu da montajı yapılan malzemeye zarar verir),
-hizmeti veren, konusunda uzman değildir,
-hizmeti verenin yeterliliği yoktur vb.
Piyasa, ancak dengeli koşullarda sağlıklı kalabilir. Bu da
belli maliyetlere dayanır.
Ticarette iki kazanan taraf olması gerekir, ürünü-hizmeti satan taraf ve bunları satın alan taraf. Kazananın tek taraflı olduğu piyasalar çökmeye mahkumdur.
Ürünü-hizmeti satan veya alanların gününü kurtarma davranışları yine dönüp dolaşıp kendilerine zarar olarak geri dönmektedir.
Birçok müşterinin bir de karşısındaki kişinin karını hesap etmek gibi bir takıntısı vardır. Yapılacak işin nasıl olacağını hiç düşünmezler. Karşısındakinin karını sorgulamaya başlarlar. Tabiiki bunu tek taraflı bakışla yaparlar, iş için gerekli ekipmanın bir servete mal olduğunu düşünmek istemezler.
Birçok ürünü-hizmeti satacak olanın da karşısındaki kişiyi mal varlığı ile değerlendirme takıntısı vardır. Nasıl kazanıldığını düşünmek istemezler.
Bir ürünün-hizmetin konusunda Uzman olanlardan alınması daima iki tarafa kazandırır. Müşteri almak istediği ürünün-hizmetin fiyatını muhakkak araştırmalı fakat amaç en ucuzu olmamalı. İlk kriter, bu üründen-hizmetten optimum sürede sağlayacağı fayda olmalıdır. Evet, bir ürünü-hizmeti piyasa değerinin çok altında mal etmiş olabilirsiniz, fakat yeni satın almış olduğunuz üründen-hizmetten faydalanamıyorsanız zarar ediyorsunuz demektir.
Şöyle toplayayım; ürün-hizmet satın alma sürecinde bizler, önceliği işinde uzman kişilere vermeliyiz. Bunun için de öncelikle ürünü-hizmeti en iyi olanı araştırmalıyız.
Yazıyı bu kadar uzun tutmayacaktım ve çokta tartışma meraklısı değilim ama videodaki vatandaş konuyla ilgili ahkam kesmiş. O vatandaşın önce kendini kandırmamayı öğrenmesi gerekiyor. Bir söz vardır "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır".