Buyrun okuyun! Meslek yüksek okulları da önemli bir seçenek!

Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
630
Puanları
1
Meslek yüksek okulları da önemli bir seçenek!
158426.jpg
Meslek yüksek okulları da önemli bir seçenek!


Güya, mesleki eğitim, memleket meselesiydi. Ama bu hiç kimsenin umurunda bile değil. Hâlâ amele okulu olarak görüyorlar. Oysa ara insan gücü olmadan bir ülkenin kalkınması mümkün değil.
Siyasiler, katsayılar nedeniyle, meslek liselerini şamar oğlanı haline getirdi. Bu okullara girenleri, iyi birer meslek elemanı olmaya özendireceklerine, akıllarına üniversiteyi sokup, sonra da yüzde 90’ını kapı önünde bırakarak, hayal kırıklığının en büyüğünü yaşatıyorlar.
Adaylar ve aileleri ise, iş güç sahibi iyi bir teknisyen ya da tekniker olmaktansa, donanımsız, işsiz güçsüz mühendis adayı olmayı tercih ediyorlar...
Devlet üniversiteleri için meslek yüksek okulları, adeta sırtlarında bir kambur. Vakıflar ise para makinesi olarak görüp adeta parayla diploma satar haline geldiler. Mezunlara, işin erbabı meslek adamı demeye bin şahit istiyor.
Milletvekilleri ve anadolu kentleri için de durum farklı değil. Onlar da artık bu yüksekokulları bacasız fabrika gibi görüp, 2, 3 bin öğrenci geldiğinde kasabanın havası değişiyor, ticaret canlanıyor diye bakıyorlar.

Mesleki eğitim sahipsiz!
Oysa, işini seven kalifiye elemanlar olmadan ne topyekün bir kalkınma gerçekleşir ne de yaşam kalitemiz artar. Ama bu kimin umurunda ki!..
Tercihler bitti bitecek, sonuçlar açıklandığında yine göreceğiz ki, kontenjanların yarıdan fazlası boş kalacak. Peki o zaman onca masraf niye yapılıyor?
Bu ülkede, bu parlamentoda, YÖK’te, MEB’de, DPT’de yok mu bir Allah’ın kulu, çıkıp da mesleki eğitimi savunsa, arkasında dursa, yapılan yanlışlara dur diyebilse...
Sakın ola hiç kimse çıkıp da, biz bu konuya sahip çıkıyoruz diye ahkam kesmesin. Ortada tam bir komedi var ve herkes birbirini kandırmaya devam ediyor...
Medeni ve kalkınmış ülkelerde, tanımlanmış ve eğitimi yapılan meslek çeşitliliği 10 binin üzerinde. Peki bizim ülkemizde ne kadar? Söylemeye utanıyoruz, çünkü hâlâ bırakın eğitimini, tanımını, akreditasyonunu kimin yapacağı ve mezunlara hangi statünün verileceğine bile karar verebilmiş değiliz.
Bu olmadığı için de, kaldırımlarımız langır lungur, elektrik, su, doğalgaz, telefon ve internet tesisatlarının arızaları hiç bitmiyor.
Çevrenize iyi bir bakın, otomobil tamircisinden bahçıvana, işini hakkıyla yapan kaç kişi var. İşte bu yüzden, mesleki eğitime çok daha fazla önem verip, herkesi doktor, mühendis, öğretmen ya da hakim, savcı, avukat yapmak için uğraşmamalıyız.
En önemlisi de her mesleğin onurlu olduğuna ve iyi yapıldığında çok iyi yaşam standardı sağlayacağına, gençleri inandırmalıyız.

Her meslek onurlu
Tatil köylerine gittiğinizde yandaki şezlongda Avrupalı bir teknisyeni rahatlıkla görebilirsiniz. Çünkü aldıkları para da, kendilerine sağlanan statü de, beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz üniversite mezunlarından hiç de aşağıda değil...

Peki biz ne yapıyoruz?
Adeta aşağılarcasına, işte, askerde, sokakta ikinci adam muamelesi yapıyoruz. Boş hayallerle kafalarını karıştırıyoruz. Sonra da mesleki eğitim, memleket meselesi diyoruz.
Artık bu kandırmacaya kimse inanmıyor. En başta da bu sloganı ağızlarından düşürmeyenler...
Mesleki eğitim, disiplin ve donanım gerektirir. En başta da inanç. Çünkü inanmadan ne iyi bir meslek adamı olunur ne mesleki eğitim gelişir ne de teknik elemanlara saygı duyulur...

YÖK bile dışlıyor
4 yıllık fakülteleri tercih edebilmek için 180 puan barajını aşmanız gerekiyor ama eğer meslek yüksek okullarına girecekseniz 165 puan yeterli oluyor. Yani daha en başında, bu okullar küçümseniyor. Oysa, bu okulları da, en az mühendisliği düşünen adaylar kadar donanımlı adaylar tercih etmeli. Yoksa, dünyanın en iyi mühendislerini de yetiştirseniz, alt kadrosu iyi olmazsa, başarıyı yakalamak mümkün değil.
Kaldı ki, biri diğerinden iki yıl fazla okudu diye, biri assolist, diğeri uvertür olmamalı. Hepsi de bir bütünün parçaları olmalılar.
Bu konuda en büyük mücadeleyi hemşireler verdi ve kazanmak üzereler. Düne kadar hep yardımcı sağlık personeli olarak görülüyorlardı. Artık 4 yıllık fakültelerden mezun oluyorlar ve tıpkı doktorlar gibi sağlık kadrosunun asli elemanı oldular.
Eğer ille de her şey eğitim süresine göre şekilleniyorsa, meslek yüksek okulları da 4 yıla çıkartılsın ve onlar da hem üniversitelerin hem de iş dünyasının önemli paydaşlarından birisi haline gelsin...
Özetin özeti: Eğer ülkenizi, kendinizi, yaşadığınız çevreyi seviyor ve yaşam kalitenizin yükselmesini istiyorsanız, ne olur, mesleki eğitime önem verin. Ve eğer iyi meslek adamı olmak istiyorsanız da tercih edin!..

Haber Linkleri :
Meslek yüksek okulları da önemli bir seçenek! | Abbas Güçlü | Milliyet.com.tr
Milliyet Diyalog | abbasguclu.com.tr
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Eski Türk filmlerinini seyrettiğinizde içinizi bir hüzün kaplar ya;şu an o durumdayım.
 
gerçekler malesef acı oluyor heleki Türkiye şartlarında bu acıyı hisssetmek hiçde kaçınılmaz değil....
 
Önemli olan pratik ve uygulamada gerekenleri yapabilmek mühendis olmuşsun ama pratik bilgin zayıf herşey diplomadan ibaret değil
 
Milliyet Koç grubuna yakın bir gazete. Eğitim meselesi, memleket meselesi sloganı da koçun sloganıydı.

Bu arada Abbas Güçlü bol bol demogoji yapmış. Neymiş Türkiye'de tatil köylerine avrupalı teknsyen gelirmiş de tatil yaparmış. Yazıya göre sanki Türkiye'ye gelen teknisyenler süper iyi teknisyen. Avrupa 'da bir standart var.. çok iyi de olsan kötü de olsan hakettiğin ve insanca geçinebildiğin bir maaşın var ve bununla tatile de çıkabiliyorsun.

Memleketimizde aileler çocuklarını meslek liselerine verip iyi bir teknisyen olmak yerine işsiz güçsüz kötü bir mühendis olmaya yönlendiriyormuş. İşin özeti, yukardaki yazı tam bir ısmarlama yazı ve kesinlikle de samimi değil.

Bu ülkede aileler çocuklarının teknisyen değil de mühendis olmalarını istiyorlarsa, bunun tek ve en büyük ana nedeni adına TÜSİAD ya da MÜSİAD dediğimiz türk sermayesidir. Çünkü çocuğu teknisyen olursa isterse iyi bir teknisyen olsun alacağı para 1000-1500 TL olacak. Bu forumda görüyoruz.. adam Irak a 1000TL ye sefil koşullar için teknisyen arıyor. Bir başkası 1500 TL ye Katar gibi hayatın Türkiye'nin 2-3 katına teknisyen arıyor. Vereceği paranın Katar'daki karşılığı 500TL.

Şimdi bu samimiyetsiz Türk burjuvazisine bir işçi sendikası gelip dese ki.. Bu asgari ücret az şunu 2000TL yapalım, teknisyenler de kazansın, Avrupalılar gibi tatil köylerine gitsin... Hepsi ağlarlar.. Yok Çinle rekabet edemeyiz. Yok biz gelişmekte ülkeyiz falan. Hep kendileri kazansın, teknisyenler sürünsün. Onlara ucuz iş gücü lazım.

Aileler de çok haklı olarak çocuklarını, doktor, iktisatçı, mühendis olmasını istiyor. Böylece Türk sermayesinin orta tabakaya reva gördüğü kötü hayat koşullarını çocuklarının bir şekilde sınıf atlayarak aşabileceğini ve daha bir üst standartta yaşam süreceğini düşünüyorlar. Çok da haklılar. Çünkü biliyorlar ki, bir yabancı dil öğrenen kendini yetiştiren bir ünversite mezunu çocukları çok rahat yabancı ülkelerde kendisi bir iş bulabilir. Gerektiğinde yurtiçindeki sermayeye çalışmak zorunda kalmayacak. Benim böyle onlarca arkadaşım var. Bu konuda da Abbas Güçlü çok haksız.

Sonuç olarak Türk sermayesi yaptıklarının bedeli olarak ağlamaya devam edecek.
 
çok güzel bir konuya değinmişsin hocam,
ufak çaplı sanayi işletmeleri gün gectikçe azalıyor
bunun nedeni de bu konudan ibaret
herkes hakim, savcı, amir, memur olduktan sonra
sanayi ve teknoloji nasıl ilerleye bilirki
 
gün gelicek herkez patron olucak ama çalısan olmayinca aranacaklar ;)

Sent from my GT-I9100 using Tapatalk 2
 
Köle ihtiyaçımızı karşılamak istiyoruz demenin değişik versiyonu, sail 14 arkadaşım tam aklımdan geçenleri yazmış!!!
 

Forum istatistikleri

Konular
128,159
Mesajlar
915,546
Kullanıcılar
449,912
Son üye
mavilacivert11

Yeni konular

Geri
Üst